Gül...Türban... ve AİHM
Kim ne derse desin Çankaya Gülün hakkıdır. AKPli olmamama rağmen, ben ısrarla diyorum ki, GÜLün yeri Çankayadır. Bütün gazete sütunlarının gezdim ve okudum. Yazılan köşelerin çoğunluğunun ana başlığı, Çankaya seçimleri ve GÜL idi. Uzlaşma için, Gülün Çankaya fikrinden feragat ermesini isteyenler çoğunlukta. Gülün, siyasi hayatında bu güne kadar geldiği pozisyonları överek dile getiren medya, bir yere gelip tıkanıyor ve Gülün bu sevdadan vazgeçmesini istiyor. Bence GÜL, bu sevdadan vazgeçmemelidir. Güle bu telkinleri diretenler, önce daha başka nedenleri sıralayıp, ondan sonra fedakârlık yapmasını istemelidirler. Eşi türbanlı diye istemiyoruz, olmaz mantığı ile yaklaşmak, demokrasi ayıbıdır. AKPli Gül olmaz, başka bir AKPli olsun demekte ayıptır. Sayın Gül, bu güne kadar başbakan yardımcılığı yapmı?, dı?i?leri bakanlı?ı yapmı?. O zaman e?i türbanlı de?il miydi? Avrupalı veya batılı, benim için sözde, bazıları için gönülden dostlar; Gülün bu görevleri sırasında yok kardeşim, eşinin başını açta gel, ondan sonra konuşalım mı demişler. Böyle bir şey de olmadığına göre, neden Türkiyede halen diretenler var. Türban siyasi bir nitelik taşımadan, yalnızca dini duyguları sergiliyorsa, neden takılmasın. Ha, bir de şuna itiraz edenler var. Eşi türban için A.İ.H.M. başvurmuş. E ne olmu? vurmuşsa? Kişiler, içerideki haklarını koruyamazsa, oraya başvurmaları en doğal haklarıdır. Kaldı ki, oraya başvurmayan kaç tane siyasi sayabilirsiniz bana. AİHMye başvurup da, Türkiyeyi sanık durumuna getirip, cezalandıran bir sürü milletvekili yok mu şu an mecliste? ?imdi ne alakası var, sayın bayan Gülün türbanı, Onun AİHM başvurulması, Cumhurbaşkanlığı ile ilişkilendiriliyor, anlayamıyorum. Çankaya, üzüm başının bulunduğu yer mi, yoksa yalnızca bağcının oturduğu yer mi? Hem alakası varsa da, bu sayın Gül ve eşinin suçu veya hatalı uygulaması mı? Bundan sonra böyle bir şeyler olurda, AİHM başvuru olursa, sorumluluk bu günkü hükümetlerin veya yönetimlerin olur. Veya ben böyle düşünüyorum. O zaman birileri çıkar, veya bizler çıkarız, böyle uygulamaları aslanlar gibi eleştiririz. Sonuç GÜL Çankayaya çıkmalıdır. Çıkmasını istemeyenler, sebeplerini iki kalemde açıkladılar. Açık açık olmasa da, T.B.M.M Başkanlığı seçimindeki tavırlarında bunu gösterdiler. Peki Gül, Çankayaya çıkmazsa ne olur. İşte istikrarsızlık o zaman başlar. Millet istikrar istiyor ve devam etsin diye % 47 oyu AKPye verdi. Gül, Çankayaya çıkmasın diye erken seçime gidildi, üç ay gibi kısa zamanda baya da bir istikrarsızlık yaşandı. Yine böyle bir şey olur, yine Gülden istikrar için fedakarlık isteniyor diyerek önü kesilmeye çalışılırsa, esas istikrarsızlık o zaman başlar. Neden? AKP iktidar partisinin içinde sancılar başlayacak. Gülcüler, Erdoğancılar, Arınççılar gibi. Bu da parti içerisindeki muhalefetin ateşini körükleyecek. Kardeşler arasına şeytan girmiş olacak. Nasıl, baba ile oğul arasına girdi. Baba bir daha görünmez oldu. Sesi soluğu çıkamaz oldu ve kirli çamaşırları tek tek dökmeye başladı. Bu sefer de aynen öyle olacak. Sayın Gül yüzünden, eşinin türbanı yüzünden istemiyoruz diyenler, bu durumda kolları sıvayıp yeniden erken seçim naraları atmaya başlarlar. Yine meydanlara akın etmeye başlarlar. İşte o zaman, esas istikrarsızlık başlar ve bu memleket için daha kötü olur. Gülün çıkması, sayın Erdoğan için de iyi olur. En azından sözünden dönmeyen lider olduğunu millete bir kez daha göstermiş olur. Sayın Gül ve Onun Çankayaya aday gösterilmesi ve ardından bu kadar pandominler koparılmasının ardından sen vazgeç, otur oturduğun yerde demek, Gülü kızağa alıp, oraya kukla bir AKPlinin çıkarılması demektir. Bu durumda Güle ne bir bakanlık, ne de bir başka mevki yakışmaz. Gül, sade bir vekil olur ve esas huzursuzluk ta o zaman baş gösterir. Bence, Sayın Erdoğan tarihi tekerrür ettirmesi gerekiyor. Hani bir zamanlar bir yere köprü yapılıyordu da, birisi çıkıp yaptırmam demişti de, öbürü yapacam demişti. Köprü yapılınca ilk önce, yaptırmam diyenler köprüden geçmişti. Şimdi de böyle olmalı bence. Çünkü sayın Gül, orada oturan boğa pozisyonunda olmayacak. Pek tarafsız da olmayacak. Nasıl ki bu güne kadar, oraya oturanlar açık açık da olmasa, bir yerlere taraf olmuştu. Bakalım o zaman Çankayaya önce kimler gidecek, el öpmeye.