Ey gafil köşe yazarları
Ey gafil köşe yazarları
Hepsine demiyorum. Aralarında ne yazdıklarını bilemeyecek kadar, taşların nerelere zarar vereceğini düşünemeyen gafillere diyorum. Ey gafil köşe yazarları;
Bir gün özce Erlerimiz savaşıyor, subaylarımız nerede? diye yazdınız.
İşte bakın kahraman subaylarımız. İçiniz rahatladı mı?
Gördünüz mü? Aslanlar gibi Yarbayımı, Binbaşımı. Nerede olduklarını gördün mü?
Rahatladın mı şimdi?
Bir sayın köşe yazarı. Bu arkadaşımız, Atatürkün Türk gençliğine söylediği Gençliğe Hitabesini okumamış. Belki de laf olsun diye okumu olabilir de ben düşünemiyorum. Milliyet Gazetesinin internet haberi. Aynen yazıyorum.
Subaylarımız nerede?
Bugün gazetesi yazarı Nuh Gönültaş, 6 Haziran'da "Erlerimiz savaşıyor subaylarımız nerede?" başlıklı bir yazı yazmıştı. Gönültaş yazıda söyle demişti:
"Niye 30 yıldır bu bela yüreğimizi yakıyor, niye engellenemiyor? Bunlardan birinci sebep subay kadrosunun asıl görevi olan bu işlerden çok siyasetle, iç siyasetle uğraşması, gerçek görevine gerektiği gibi odaklanmamasıdır. Askerin kafasındaki tehdit sıralaması ne yazık ki farklıdır ve bu sıralama ne yazık ki yanlıştır... Muharebe subay işidir. Ama ne yazık ki erler savaştırılıyor, yedek subaylar savaştırılıyor. PKK ile mücadelede subaylarımız nerede?"
Bu arada yazıya, gazetenin internet arşivinde yer verilmediği görüldü
Yazıklar olsun ki, içimizdekileri halen seçemedik ve göremedik.
Bu yazı hedef göstermekten başka ne olabilir?
Dünkü yazılara karşı çoğalan tepkiler, aynı gazete sütunlarını inanılmayacak derecede değiştiklerini gösteriyor amma, bana pek inandırıcı gelmiyor.
Bu gün de SHOW TVin saat 12.30 haberlerinde haber sipikerinin gafı maalesef binizleri üzdü. Sayın bayan, sipiker muhabir Melih Yiğitele aynen şöyle soruyordu. Melih bu günkü törene kimler katılacak?
Sanki yapılan tören bayram töreniydi, sanki katılanlar bayram törenine katılacaklardı. Bu soru şekli bizleri üzmüştür. İnşallah bu kardeşimiz, sorularını daha dikkatli seçtiği kelimelerden oluşturur.
Bu şiirim bu gafillerin belki akıllarını başlarına getirir umuduyla tüm okurlarıma saygılar sunar, bu gün canını veren Şırnak, Erzincan şehitlerimize Allahtan rahmetler dilerim.
BİLEMEDİK
Bu sabah kalktım karanlık, yine kan,
Ne zaman düzelecek bu vatan.
Yıllarca iç içe yaşadığım insan,
İçinden düşmanmış da, bilemedik.
Yataktan kalkmaktan korkar oldum,
Bacı aldım, bacı verdim, kardeş oldum.
O açı çekerden, ben burada soldum,
Bağırdaki zehir imiş anlamadık.
Şırnak yandı, can yandı, beraber yandık,
Oluk oluk akan, aynı soydan kandık.,
Dil ayrı, töre bir, hiç ayrılmazdık,
Demek ki ayrıymışız da bilemedik.
Gökyüzünde bayrak vardı, ay yıldız,
Şanla bekledi vatanı gece gündüz.
Tek yürek, tek bilek derken özümüz,
Yarısı da hainlikmiş bilemedik.
Sizedir sözüm size ey gafiller,
Bu güne kadar hani ortaktı diller.
Hani kırmızı, beyaz açıyordu güller,
Sizinki yeşil, sarı, kı