Eşitlik ve Demokrasi Partisi İlçe Başkanı Sadık Bayrakçı;

Eşitlik ve Demokrasi Partisi İlçe Başkanı Sadık Bayrakçı;

Eşitlik ve Demokrasi Partisi İlçe Başkanı Sadık Bayrakçı;“12 Eylül’den hesap sorulması bir demokrasi sınavıdır”

Gerçek Gazetesi
Eşitlik ve Demokrasi Partisi Söke İlçe Yönetimi adına bir açıklama yapan Sadık Bayrakçı 12 Eylül Askeri Darbenin 31. yılı nedeniyle değerlendirmede bulundu.
Açıklamasında 12 Eylül ile yüzleşmek gerektiğini belirten Bayrakçı şöyle devam etti, “12 Eylül Darbesi"nden bu yana 31 yıl geçti. "12 Eylül" hepimizin ortak mağduriyetinin adıdır. Bunu anlatabilmek için darbenin bilinen bilançosuna bakmamız yeterli; ; “…650 bin kişi gözaltına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, idamı istenen 7 bin kişinin 517"sine idam cezası verildi, 50'si asıldı, 388 bin kişiye pasaport verilmedi, 30 bin kişi "sakıncalı" bulundu ve işten atıldı, 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı, 30 bin kişi "siyasi mülteci" oldu, 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü, 171 kişinin "işkenceden öldüğü" belgelendi, 937 film "sakıncalı" bulunduğu için yasaklandı, 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu, 31 gazeteci cezaevine girdi, 3 gazeteci öldürüldü, gazeteler 300 gün yayın yapamadı, 13 büyük gazete için 303 dava açıldı, 39 ton gazete ve dergi imha edildi, cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi…” Bütün bu yaşananlar sonunda, bu gün artık darbeyi yapanların dışında 12 Eylül"ü savunan yok.
Hiç kimsenin onaylamamasına karşın, başta Anayasası olmak üzere hukuku ve kurumları ile "12 Eylül" halen varlığını koruyabiliyor. Bu çelişkiyle yüzleşemediğimiz sürece, 12 Eylül ile yüzleşebilmemiz zor gözüküyor. 12 Eylül ile yüzleşmek deyince, ilk akla gelen 12 Eylül suçlarının yargılanmasıdır. Bunu düşünen 12 Eylülcüler hazırladıkları anayasadaki geçici 35.madde ile kendilerine dokunulmazlık sağladılar. 12 Eylül ile hesaplaşmayı engelleyen en somut hukuksal sorun bu olduğu için, her 12 Eylül döneminde hep “geçici 15.maddenin kaldırılması”nı istedik. Kaldırılması istenen geçici 15.madde, 12 Eylül 2010 Referandumu ile kalktı. Dokunulmazlıkların kalkması üzerine, özellikle referandumda evet oyu veren tüm 12 Eylül mağdurları, demokratlar, özgürlükçü solcular tarafından darbecilerin yargılanması için başvurular yapıldı. Önemli bir kesim yine sessiz kalmayı yeğledi. Şimdi soruşturmalar ne aşamada bilen yok, soruşturma gizli yürütülüyor, bu yüzden de bilgilenmek zor, ama kamuoyunun bir merakı da yok. Darbe soruşturmasına ilgi az olunca, 12 Eylül"ün uygulamalarıyla, hukukuyla işlenen suçların soruşturulması, yargılanması da zorlaşıyor. 12 Eylül"ün 31.yıl dönümünde bir kez daha not düşmekte yarar var, "12 Eylül"den hesap sorulması; eşit, özgür, adil bir toplum olmanın önkoşuludur. Bu hesaplaşma olmadan, 12 Eylül"ün kurumlarından, hukukundan, baskıcı ve faşist zihniyetinden kurtulmamız çok zor, 12 Eylül"den kurtulmadan da barışın, özgürlüğün, demokrasinin gelmesi mümkün değil. Bugün 12 Eylül suçlarının yargılanmasını engelleyen bir yasa yok artık. Bu yargılama sıradan bir olay değil, bu iş yalnızca savcılara, yargıçlara yüklenemez, el vermek, omuz vermek, destek olmak gerekiyor. KHK"lerle, savaş çığırtkanlıklarıyla iktidarını mutlaklaştırmaya çalışan AKP Hükümeti"nden bu desteğin gelmeyeceği ortada, anamuhalefet partisi de halen referandumda verdiği “hayır” oyunun haklılığını kanıtlama çabası içinde. Geriye "12 Eylül ile derdi olanlar" kalıyor. 12 Eylül"den hesap sorulabilmesi için çaba, duyarlılık ve kararlılık gerekiyor, inatçı olmak gerekiyor. 12 Eylül"ün yargılanmasından yana olmak, demokrat olmanın ölçütüdür, aynı zamanda vicdani bir sorumluluktur. 12 Eylül"den hesap sorulması işi bir tür demokrasi sınavıdır. Referandum"da oyumuz ne olursa olsun, eşit, özgür, adil bir toplum istiyorsak, barış içinde bir arada yaşamadan yanaysak, önce bu sınavı geçmemiz gerekiyor” dedi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.