Erbaş, Ana lisanı da ana sütü kadar helaldir
Erbaş, Ana lisanı da ana sütü kadar helaldir
Gerçek Gazetesi
HAS Parti Söke İlçe Başkanı Mehmet Emin Erbaş son günlerde gündemde yer alan ana dilin konuşulmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Erbaş, iki dilli yaşam talebine ilişkin "Analisanı da ana sütü kadar helaldir. Herkes analisanını gayet açık ve rahat bir şekilde konuşabilmek hatta bunu öğrenebilmek durumundadır. Eğer Türkiye analisanın kullanılması önündeki engelleri 15 sene önce kaldırmış olabilseydi, bugün bunların büyük bölümünü konuşuyor olmazdık dedi.
Erbaş açıklamasının devamında, Türkiye'de adına "Doğu meselesi" ya da "Kürt meselesi" denilen sorunun, Türkiye'de 30 yıldır devam ettiğini ve bunun Türkiye'ye çok pahalıya mal olduğunu ve olmaya devam ettini gördük. Bu sorunun çözümü için bazı temel bakış acılarını ortaya koymak gerekir, "Bu memlekette yaşayan yurttaşlarımızın hiçbirisi buraya paraşütle inmedi. Kürtler, Türkler, Lazlar, farklı etnik yapılara sahip olanlar, farklı mezhepi inançlara sahip olanlar, hatta farklı dinlere sahip olanlar bütün yurttaşlarımızın tamamı Türkiye Cumhuriyeti"nin vatandaşıdır. Bu toprakların evladıdır, bu ülkenin insanlarıdır, dolayısıyla öncelikli olarak farklılıklarıyla herkes bu ülkenin asli unsurlarıdır" ifadelerine yer verdi.
Aynı medeniyetin çocukları, aynı toprağın insanları, aynı inancın mensupları olarak, Türkiye'de yaşanmakta olan bu sorunu kalıcı olarak çözmek gerekir diyen Mehmet Emin Erbaş açıklamasına şöyle devam etti, Bu sorunun çözümü için öncelikle siyasetin ilkeli ve kararlı bir şekilde; bu konuyu konuşarak, makul çoğunluğun kabul edebileceği bir çözümü ortaya koyması gerekir, böyle bakıldığı zaman Türkiye'nin son 2 yılını heba etti. Demokratik Açılım" adı altında ortaya konulan sürecin aslında bu sorunların çözümüne ilişkin iyi niyetli bir başlangıç olabilecekti. "Ne yazık ki ortada niyetten başka bir şey kalmamıştır. Önce hükümetin bu konuda hazırlıksız olarak girmesi, onunla birlikte MHP-CHP ekseninin bu meselede bir çözüm üretmemesi, kapatılan DTP'nin konuyu getirip sadece bir kişinin siyasi geleceği ile ilgili dar bir alana hapsetmesi milyonlarca kürdün hakkının hukukunun konuşulduğu Türkiye'de, özgür ve eşit yurttaşlık temelinde bir barış ortamının sağlanabilmesi imkanını rafa kaldırmıştır. Ya da demokratik açılım dediğimiz süreç çöp tenekesine atılmıştır.
Şimdi bundan sonra herkesin mutedil bir şekilde sorunu çözmek için söz söylemesi lazım. Şimdi korkarım ki, seçim süreci siyasi partileri bir takım gerilimler üzerinden siyaset yapmaya itecektir. Şimdiye kadar iktidar partisi ve anamuhalefet partisi gerilim ve kutuplaşma üzerinde siyaset yapmıştır. Şimdi belki bu etnik sorunların çözümüne ilişkin tartışmalar da Türkiye'de yeni kutuplaşmaları belki bu anlamda iki farklı ekseni ortaya çıkaracak ve bunun etrafında siyaset yapmak isteyecek partiler ortaya çıkacaktır. Bunu fevkalede yanlış buluyorum.
Bu meselenin çözümü çok taraflı bir kararlılığı ortaya koymayı gerektiriyor. Öncelikle Türkiye'de herkesin eşit ve özgür yurttaşlar olduğu anayasal vatandaşlık prensibi içerisinde herkesin bir diğerine eşit olduğu kimsenin üstün yada aşağı görülmediği bir sistemin inşaa edilmesi gerekir. Bunun için yeni bir anayasa şarttır, zorunludur. Anayasal ve yasal, siyasi ve hukuki bir reform sürecine Türkiye'nin girmesi zorunludur."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.