E. TURGUT TEKİN
Enflasyon düşürelim derken, esnaf düştü!..
Türkiye son yıllarda garip bir ülke oldu. Hükümet, enflasyonu düşüreceğiz diye para musluklarını kapattı. Piyasalarda para dönmüyor. Memur ve diğer kamu personeli maaşları artmayıp, yerinde sayıyor. Üretici, ürettiği ürün elinde kalmasın diye, maliyetinin altında satıyor. Esnafın malı rafta ve tezgahta dururken zarar ediyor. İhracatçı dövize güvenmediği için ihracat yapamıyor. Memur ve işçiler kredi kartı mağduru. Bir çoğu da araba ve konut kredisine mahkum olmuş. Emekli zaten aybaşlarını zor bela getiriyor. Çiftçi ve esnaf düşmüş. Esnaf odaları, ziraat odası, devletin ikinci vergi dairesine dönüşmüş!...
Hükümet diyor ki, Enflasyonu tek haneli rakamlara düşürdük Oysa gelin görün ki gerçek bu mu? Bunlar iktidara geldiğinde bir çuval un 15 YTL. idi. Şimdi aynı çuval un 45 YTL. dir.
Bu hayatın temel malı. Olmazsa olmazı. Peki un ucuzlmış mı? Kaç kat artmış? Petrol, yağ, şeker, kağıt, çimento, demir, orman ürünleri, et, süt ürünleri, hangisi ucuzlamış? Bir araştırma yapın da görün!...
Yine hükümet, Ekonomi tıkırında diyor. Herşey mükemmel diyor. Peki hani esnafta iş?.. Hani çiftçide para?.. Hani sanayi esnafında çekiç sesleri?... Hani yeni açılan fabrikalar?... Ve hani bunca işsize iş kapısı?....
Beyler, bu hükümet işine geleni söylüyor, işine gelmeyenleri ne görüyor ve ne de söylüyor. Aslında enflasyon falan düşmedi. Eğer düşseydi, bir çuval un 15 YTLden, 45 YTLye değil, 20 YTLye çıkardı. Yüzde ikiyüz bir un maddesi artıyor ve siz, enflasyonu düşürdük diyorsunuz. Oysa düşen halkın alım gücüdür. Para olmadığı için alım ve satım yok. Acil ürünler dışında kimse mal almıyor. Alan olmayınca satış da olmuyor. Yıllardır bu kısır döngü devam ediyor. Enflasyon düştü deyimi memura, emekliye ve kamu çalışanlarına zam yapmamak için kurulmuş bir tuzaktır. Bu tuzaktan çıkmanın yolu sendikalaşmak, grev hakkı elde etmekle gerçekleşir. İşte Telekom grevi ve elde edilen başarılı sonuç.
Bu hükümet, Adalet ve Kalkınma Partisiyim diyor. Ama adına yakışan adalet ve kalkınmayı uygulamıyor. Madem adildir, adaletini gösterip, petrol zammı kadar memur ve emeklisine zam yapsın!...
Bugün kendileri de çok iyi biliyorlar ki, Türkiyede kamu çalıanlarında ödenen ücretler hem adil ve hem de eşit değildir. Biz elbette ki her meslek mensubu aynı olsun demiyoruz. Ama hiç değilse her çalışan veya emekli insanca yaşama tabanına sahip olsun. Aldığı para açlık sınırının üstüne çıksın. Asgari ücret, açlık sınırının altında ve çalışan kesimin %40 ise asgari ücret mahkumu. Adalet bunun neresinde?
Bizim aile yapımız Avrupalı gibi değil. Avrupada bir ailede bulunan 18 yaşın üstündeki herkes çalışır. Bizde ise bir kişi çalışır, en az bu bir kişinin sırtından ortalama beş kişi yer içer. Ücretler en az beş kişiye yetecek düzeye getirilmeli. Yoksa bu gelirle beş kişinin geçinmesi bir mucizedir. Buna yaşamak denmez, ancak sürünmek denir.
2008 bütçe kanunu hazırlanırken personele yapılacak zamlar, gerçeklere uygun olarak yapılmalı. Sözde enflasyon değil, gerçek petrol zamları personel ücretlerine de uygulanmalı. Halkımız tefeden tüfeden anlamaz. Petrole ne yapıyorsan, personele de onu ver. Çünkü petrole zam demek, herşeye zam demektir. Personel buna razı olur. Petrol zam almazsa, personele de zam verme!... İşte o zaman adına layık Adalet ve Kalkınma olur. Bunu yaparken esnaf ve çiftçiyi de unutma. Çünkü para kaynağı lokomotif güç onlardır. Onlar düşerse ülke de düşer.