EKODOSD’dan Milli Park uyarısı!
KUŞADASI EKO SİSTEMİ KORUMA VE DOĞA SEVENLER DERNEĞİ DİLEK YARIMADASI MİLLİ PARK’IN OLASI TEHLİKELERE KARŞI KORUNMASI İÇİN BİLDİRİ YAYINLADI
Gerçek Gazetesi
Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD), Kuşadası’na bağlı Güzelçamlı beldesindeki Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın olası tehlikelere karşı korunmasına yönelik bir bildiri yayınladı. Yangın tehlikesine karşı tüm yetkilileri göreve çağıran EKODOSD yönetimi, LPG’li araçların milli parka girişinin yasaklanmasını istedi.
EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü imzasıyla yayınlanan bildiride, Kuşadası’na bağlı Güzelçamlı beldesindeki Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın Türkiye’nin en önemli doğal miraslarından biri olduğunu dikkat çekilerek, “Son günlerde gazetelerde “Dilek Yarımadası Milli parkı’nda hafta sonu piknik yapmak ve denize girmek isteyenlerin oluşturduğu araç kuyruğu kilometreleri buluyor ve milli parkın güvenliğini 12 orman koruma memuru sağlıyor” ve “bazı özel koylarda mangal yakılıyor” haberleri yer almıştır. Dilek Yarımadası ve delta gibi iki farklı coğrafik oluşumu bünyesinde barındıran, Akdeniz'den Kafkasya'ya kadar olan bitkileri bünyesinde toplayan ve nesli tehlike altında olan birçok türe ev sahipliği yapan önemli doğa, memeli ve bitki alanı olan Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, coğrafi konumu itibariyle 1966 yılından bu yana kendini büyük ölçüde koruyabilmiş yegane doğal alanımızdır. Milli Parkta kış aylarında Doğa Yürüyüşü, Dağ Bisikleti, Foto Safari, Manzara İzleme, Kültürel Yürüyüşler, Kuş Gözlemciliği, Bisiklet Safari, Botanik Turu etkinlikleri yapılmaktadır. Yaz mevsiminde ise günü birlik kullanım alanlarında yapılan piknikle yoğun ziyaretçi baskısı altında kalmaktadır. Yaz mevsiminde özellikle Cumartesi-Pazar günleri yoğun bir ziyaretçi trafiği yaşanmaktadır. Milli park içinde bulunan İçmeler, Aydınlık, Kavaklıburun ve Karasu koylarındaki günübirlik kullanım alanlarının kapasitesi günlük 5-6 bin kişi olmasına rağmen, bu rakamın günlük 10-15 bin kişiyi aştığı görülmektedir “ denildi.
Ülkemizin muhtelif yerlerinde çıkan ve binlerce hektarlık alanların yandığı orman yangınları düşünüldüğünde, Milli parkın yangınlara karşı korunması için her türlü önlemin alınmasını isteyen EKODOSD bildirisinde şu görüşlere yer verildi: “Dilek Yarımadası milli parkına gözümüz gibi korumamız gerekir. Dilek Yarımadası günübirlik kullanım alanlarında ziyaretçiler tarafından yasak olmasına rağmen kaçak olarak araçların içinde ya da gizli yerlerde tüp gibi ateşli aletler yakılmakta ve bitki örtüsünün yoğun olduğu alanlarda sigara içilmektedir. Gazetelerin yazdığına göre bazı özel koylarda mangal yakıldığı da belirtilmektedir. Milli parktaki en büyük tehdit ateşli aletlerin kullanılmasıdır. Burada meydana gelebilecek bir yangın sonucunda hem ziyaretçileri, hem de milli park ormanlarını büyük tehlikeler beklemektedir. Koyların birinde meydana gelebilecek yangın sonucunda, Milli park içinde binlerce insanı tahliye edecek tek yol vardır. Kapasitesinin çok üzerinde araç ve insanın alındığı koylardaki yolların dar, giriş ve çıkışları tek noktadan yapıldığından, olası bir yangın sırasında büyük bir panik yaşanacaktır. Trafik kitleneceğinden araç ve ziyaretçilerin koylardan çıkışı mümkün olmayacaktır. Bu kadar insanı yangından kurtarmak mümkün değildir. Milli parkın günübirlik kullanım alanlarının olduğu kuzey bölgesinde meydana gelebilecek bir yangında, karadan müdahale şansı çok azdır. Çünkü buradaki bitki toplulukları birbiri içine girmiş doğal bir alandır. Coğrafi ve doğa yapısı gereği araç ve insan girişine engel teşkil etmektedir. Yangına müdahale şansı ancak helikopter ve uçakla yapılabilecektir. İnsan ve araç müdahalesinin yapılacağı tek yer, makilik bir alan olduğundan, Dipburun mevkisidir. Bu bölgede de geçtiğimiz yıllarda mültecilerin çıkarmış olduğu Poyraz tepe yangını meydana gelmiş, insan ve araç girebildiği için, helikopter desteğiyle söndürülmüştür. Diğer bölgelerde coğrafi yapısı gereği bu olanaklar yoktur. Milli Park içinde yangına anında müdahale edebilecek bir helikopter bulundurulmalıdır. Ziyaretçilere ait araçlar, doğal bitki örtüsünün ve ağaçların içlerine kadar park etmekte ve onların tahrip olmasına yol açmaktadır. Milli Park içerisine giren araçlar arasında ne kadar LPG deposu bulunan araç olduğu bilinmemektedir. Çevreye atık maddeler atılmakta, bulaşıklar deterjanla yıkanmaktadır. Denize ve çevreye birçok plastik torba atılmakta, bu atıklar birçok canlıyı tehdit etmektedir. Yaban hayvanlarına (Özellikle domuzlar) bazı ziyaretçiler tarafından yiyecek verilmekte, bazı ziyaretçiler tarafından da taşlanmaktadır. Milli parktaki plajlara binlerce ziyaretçi gelmektedir. Milli park içindeki bu plajların İçmeler Koyu hariç (kumluk ve sığdır), Aydınlık, Kavaklıburun ve Karasu Koylarındaki deniz seviyesi kıyıdan itibaren hemen derinleşmektedir. Bu durum çocuklar ve yüzme bilmeyenler için, her an boğulma tehlikesi içermektedir. Koyların hiç birinde cankurtaran ve kurtarma botu bulunmamaktadır. Milli park koyları piknik alanı olarak kullanılsa da, bir yaban hayatının olduğu alan içerisindedir. Bitki örtüsünün içinden gelen sürüngenler, böcekler tarafından ısırılabilecek ve özellikle alerjisi olanlar için büyük tehlike olan arıların sokması sonucu meydana gelebilecek sorunlarda, ilk müdahale yapılabilecek en yakın sağlık kuruluşu, olayın meydana geldiği koya göre 10-15 km uzaklıktadır. Milli park içerisinde gerek bu tür olaylarda, gerekse yaralanmalar, kalp ve tansiyon gibi sorunlarda hastayı ilk müdahaleyi yaparak, en yakın sağlık kuruluşuna götürebilecek bir ambulans bulunmamaktadır. Günümüzde bir çok tehditle karşı karşıya olan milli parkta, biyolojik çeşitliliğin korunması büyük önem taşımaktadır. Biyolojik çeşitliliğin korunması için, Milli parkın konularında uzmanlaşmış ve yöreyi iyi tanıyan yeterli sayıda teknik elemanlara sahip olması, doğanın korunmasına yönelik kurallara uyulması, özellikle olası yangınlara karşı yangın eylem planlarının yapılması, günübirlik kullanım alanlarında ziyaretçi kapasitesinin aşılmaması milli parkın geleceği açısından çok önemli olduğunu düşünmekteyiz. Milli Park’taki tehditlerin en aza indirgenebilmesi için, alanın ulusal ve uluslar arası değerleri ve önemi, statüleri ve kullanımları ilgi gruplarıyla paylaşılması gerektiğine inanmaktayız. Milli Park’ın sahip olduğu biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması, doğal ve kültürel değerleri ile kontrollü olarak koruma-kullanma dengesi gözetilerek kullanılması için, gerekli tedbirlerin alınması ve kuralların işletilmesi ve gelen ziyaretçilerin sağlığını etkileyebilecek durumlarda gerekli eylem planlarının olması gerektiğini düşünüyoruz. Derneğimiz Ekodosd, Milli Parkla ilgili öğrencilere, birçok sivil toplum örgütlerine, yabancı konuklara eğitim ve tanıtım faaliyetleri, doğa yürüyüşleri ve kuş gözlemciliği etkinlikleri, temizlik kampanyaları, çevre kirliliği faaliyetleri ve toplantıları, tanıtım panoları (Milli Parkta ve Kuşadası içinde), biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik yöre halkına bilinçlendirme ve bilgilendirme gibi çalışmalar yürütmektedir”(iha)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.