EĞİTİM SEN SÖKE TEMSİLCİLİĞİ BAŞKANI HAYRİ YAPTATEREK
EĞİTİM SEN SÖKE TEMSİLCİLİĞİ BAŞKANI HAYRİ YAPTATEREK
12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 34 yıl geçtiğini belirten Eğitim Sen Söke temsilciliği Başkanı Hayri Yaptaterek yaptığı yazılı açıklamada, 12 Eylül 1980 ve sonrasında yaşanan acılar ve 12 Eylül`ün bıraktığı izler, aradan 34 yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ silinmemiştir. dedi.
12 Eylül ile yaratılmak istenen düzen ve tüm toplumun hafızasına kazınmak istenen baskıcı-otoriter yönetim zihniyeti, 12 yıldır AKP iktidarı eliyle sadece biçimi değişmiş bir şekilde devam ettiğini söyleyen Yptaterek, 12 Eylül`de yasama, yürütme ve yargı, beş kişilik darbe cuntasının elindeyken, günümüzde yürütme gücünü elinde tutan siyasi iktidar, yasama organı olan TBMM`deki çoğunluğu ile istediği kanunları çıkarmış, yargı organlarındaki yoğun siyasal kadrolaşma sonucunda yargıyı da tümüyle kendi denetimine almıştır. Bu şekilde tıpkı 12 Eylül darbesi sonrasında olduğu gibi yargıyla yürütmenin, yürütmeyle yasamanın ayrılığı ve birbirini denetleme imkanı fiilen ortadan kaldırılmıştır. dedi.
Anayasa"dan çalışma yasalarına kadar birçok alanda 12 Eylül"ün antidemokratik hükümleri, aksi yöndeki bütün iddialara rağmen bugün de varlığını ve etkisini sürdürmekte olduğunu söyleyen Yaptaterek açıklamasında şu görüşlerine yer verdi:
12 Eylül, "Türk-İslam" anlayışının özellikle eğitim sistemi içinde kurumsallaşmasını sağlarken "Siyasal İslam"ın da devletin güvenli kollarında gelişip serpilmesinin önünü açmıştır.
4+4+4 ile 12 Eylül ürünü olan okullara zorunlu din dersi konulması uygulamasına ek olarak fiilen "zorunlu seçmeli" üç dersi eklenmiştir. Aradan geçen 34 yıl içinde eğitim yaşanan ticarileştirme ve eğitimi dinselleştirme uygulamaları tüm hızıyla sürmüş, bir taraftan laik ve bilimsel eğitime açıkça meydan okunurken, eğitim hakkına yönelik yasak ve engeller ısrarla devam ettirilmiştir. Bugünden geriye doğru baktığımızda, 12 Eylül rejiminin ve AKP iktidarının ulaşmak istediği ekonomik, siyasal ve ideolojik hedeflerin aynı olduğu görülmektedir.
12 Eylül tüm toplumsal kesimlerde büyük tahribata neden olmuştur. 12 Eylül"ün bilançosu; 650 bin kişi gözaltına alındı, 1,5 milyon vatandaş fişlendi, 210 bin dava açıldı, 7 bin kişi için idam cezası istendi, 517 kişiye idam cezası verildi, 30 bin kişi işten atıldı, 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı,, 171 kişinin gözaltında işkencede öldürüldüğü belgelendi, 3854 öğretmen meslekten ihraç edildi.
Türkiye`de, çalışma yaşamı başta olma üzere pek çok alanda örgütlenme hakkına yönelik yasal ve fiili uygulamalardan kaynaklı engeller hâlâ varlığını sürdürmektedir. 12 Eylül Anayasasının özünü oluşturan yasakçı, statükocu, tekçi ve farklılıkları yok sayan yaklaşımlar, demokrasiyi özümsemiş, örgütlü ve bilinçli bir toplum yaratma çabalarının önünde ciddi birer engel olarak varlığını sürdürmektedir. Örgütlü toplum hareketinin oluşumunu tamamen reddeden 12 Eylül anlayışı ve onun günümüzdeki temsilcileri, toplumun ve bireylerin örgütlü mücadelesinin önüne yeni engeller çıkarmaktadır.
Topluma karşı suç işlemiş, işkencelerde ve idam sehpalarında insanların ölmesine neden olmuş olan dönemin tüm sorumluları gerçek anlamda yargılanmadıkça Türkiye"de gerçek anlamda demokratikleşmeden bahsetmemiz mümkün değildir. 34. yılında Türkiye`nin en karanlık dönemini ifade eden 12 Eylül ile gerçek anlamda hesaplaşmak, her türden gericiliğe, şovenizme, ırkçılığa ve emperyalizme karşı eşitlik, özgürlük, barış ve kardeşlik düşüncelerinin toplumda yaygınlaştırılmasından geçmektedir.
EĞİTİM SEN olarak, 12 Eylül"ün 34 yıldır sürdürülen karanlığında AKP ile şiddetlenen tüm saldırılara karşı eşit, özgür, demokratik, tam bağımsız, barış içinde bir Türkiye mücadelemizi sermaye egemenliğini ve faşizmi lanetlemeye, geriletmeye dönük birleşik muhalefeti büyütmeye devam edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.