Aydın’ın Efeler ilçesine Yılmazköy ve Ilıcabaşı Mahallesi sakinleri, bölgelerinde devam eden jeotermal kuyu ve santral çalışmalarına karşı başlattıkları hukuk mücadelelerini sürdürüyor.
Mahalle sakinleri, çevreciler ve avukatların jeotermal santral için açtıkları davada Danıştay’ın Yürütmeyi Durdurma kararına rağmen yerel mahkemenin izin verdiğini ve ayrıca kazandıkları “Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) gereklidir” davasından sonra Aydın Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün verdiği ÇED olumlu raporunun iptali için dava açtı. Açılan dava gereği mahkeme bilirkişi ile birlikte santralin kurulacağı alanda incelemelerde bulundu.
Dava açan köylüler ve çevreciler adına konuşan avukat Hüseyin Yıldız, jeotermal konusunda Anayasa, hukuk ve uluslararası hukukun yok sayıldığını söyledi. Mahkeme Başkanı, Ege Üniversitesi, Dokuzeylül Üniversitesi2den gelen 3 kişilik bilirkişi, firma yetkilileri ve mahalle sakinlerinin de hazır bulunduğu jeotermal santral yapılacak alanda görüşmeler yapıldı. Görüşmelerde konuşan avukat Hüseyin Yıldız, “Bakanlar Kurulu’nun acil kamulaştırma kararını yürütmeyi durdurmasına rağmen Aydın’da yerel mahkeme Danıştay’ın bu kararına rağmen acele kamulaştırma kararı veriyor. Bu resmen hukuksuzluktur. Hukuku tanımamaktır. Bu Anayasaya aykırıdır. Aydın’daki 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği karar hukuka anayasa, uluslararası normlara aykırıdır. ÇED gerekli değildir raporu için Aydın İdare Mahkemesi’ne dava açtık. Davayı kazandık. Aydın Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nü mahkeme kararı sonrası ÇED raporunu olumlu vermiş. Burada santral yapabilirsiniz, vasıfsız bir arazidir denilmiştir. Buralar hep zeytinlik. Zeytinleri hep kesitiler. Biz de Aydın idare Mahkemesi’ne Aydın Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün verdiği ÇED olumlu raporunun iptali için yeniden dava açtık. Mahkeme hâklimi ve bilirkişi keşif yapacak. Bilirkişi raporuna göre mahkeme kararını verecek. Biz mahalle sakinleri olarak 500 imza topladık, ÇED sürecine müdahil olmak için Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne başvuruda bulunduk. Burada jeotermal santral ve tesis istemememize rağmen bu bölgede yaşayanlara sorulması gerekirken sorulmuş gibi gösterilerek olumlu rapor verilmiş. Bu ÇED raporu yönetmeliği aykırıdır. Mahkeme kararları hiçe sayılmaktadır. Biz buralarda yaşayanlar olarak insanca ve sağlıklı yaşam istiyoruz. Bu bölgede yaşayanlar bu jeotermali istemiyor. Çevre, sağlık ve yaşam haklarının ellerinden alınmasına karşılar. Hukuk mücadelemiz sonuna kadar devam edecek” dedi.
Açılan jeotermal kuyuların kokusundan duramadıklarını, evlerinde mapus hayatı yaşadıklarını belirten mahalle sakinleri, insan sağlığı, çevre, hayvan sağlığı ve yaşam haklarının gasp edildiğini belirtiyor. Kokudan evinin penceresini açamadığını, zehirli havayı solumaktan korktuğunu belirten Ilıcabaşı Mahalle sakini Mehmet Ali Sak da, “Şirket bize bir şey sormuyor. Çevre ve bizim sağlığımızı hiçe sayıyor. Zeytinliklerimiz zarar gördü kurudu, santral ve kuyu açacakları alanlardaki zeytinleri de yok kettiler. Biz buralarda kokudan duramıyoruz. Aydın Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün burası için verdiği ÇED olumlu raporu insan sağlığı, çevre ve doğa için ölüm demektir. Biz insanca yaşamak istiyoruz. Yetkililer sesimizi duysun” diye konuştu.
Jeotermal kuyuların yönetmeliklere göre değil, şirketin keyfiliğine göre çalıştırıldığını belirten Yılmazköy Mahalle sakinlerinden 73 yaşındaki Veli Maraş ise, insanlar geldiğinde kuyuların kapatıldığını kimse olmayınca geceleri açıldığını iddia etti. Kokudan yaşayamaz hale geldiklerini ifade eden Maraş, “Hep yapılanlar göstermelik. Kimseyi takmıyorlar. Kuyuyu bugün insanlar gelecek diye kapatmışlar. Başka zaman fokur fokur kaynıyor. Biz insanca yaşamak istiyoruz. Kokudan duramıyoruz tuvalet kokusundan daha kötü kokuyor. Biz burada kokudan duramıyoruz” dedi.