Diyanetten Yeni Yıl Hutbesi
Diyanetten Yeni Yıl Hutbesi
█ Gerçek Gazetesi
Türkiye genelindeki tüm camilerde yeni yıl nedeniyle okunan Cuma Hutbesi"nde, başka kültürlerdeki unsurların tüketime neden olduğu, gençler üzerinde kimlik ve kültürel erozyonun yaşandığına işaret edildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı"nca hazırlanan ve Türkiye genelindeki tüm camilerde okunan Dün eğlendiğimiz günler başlıklı Cuma Hutbesi"nde Yeryüzünde kaç sene kaldınız?. Çok az bir zaman kaldınız. Keşke bunu daha önce bilmiş olsaydınız. Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız? ayeti hatırlatıldı. Zaman hızla akıp gittiği ve ömrün tükendiğine işaret edilen hutbede, Günleri "dün" eyledikçe, sayılı günlerimiz azalıyor. Yılları eskittikçe, hesap gününe biraz daha yaklaşıyoruz. Önümüzdeki Salı günü yeni bir yıla gireceğiz. Duvarlarımıza yeni takvimler asacağız. Tıpkı bir sene önceki gibi. Nasıl da tükendi 365 gün. Nasıl da göz açıp kapamak kadar çabucak geçti yüzlerce gün, binlerce saat. Yeni günler, yeni bir yıl bekliyor bizi. Ömrümüz olursa, onların da tükendiğini göreceğiz. Bir gün biz de bir takvim yaprağından önce düşeceğiz dünyadan. Bizden önce başkaları için hep böyle oldu, bizim için de böyle olacak. Başkaları için sıradan olan bir gün, bizim için en büyük göç başlayacak. Ömür defterimiz kapanacak. Ebedî ömrümüzün rengi o gün belli olacak. Dünya imtihanımız sonlanacak, elimiz kolumuz bağlanacak. O günden itibaren, ebedî hayatı kazanmak için bir şey yapamaz hâle geleceğiz. Geçirdiğimiz yılların hesabı sorulacak denildi.
Yeni yılın ister Hicri olsun ister Miladi olsun önemli olanın vaktin nasıl karşılandığına vurgu yapılan hutbede, Önemli olan, yeni bir yılın başlamasına ne anlam yüklediğimizdir. Yıllar ister aya göre belirlensin, ister güneşe göre, fark etmez. Rabbimiz bize güneşi de şahit gösterir, ayı da. Önemli olan, yeni günlerin adının ne olduğu değil, yeni günlerde nasıl var olduğumuzdur. Zamanın geçişini haber veren yıl başlangıcı gibi özel zaman dilimleri, bir fırsattır önümüzde. Yeni bir başlangıç yapmak içindir bu fırsat. Hatalarımızı gözden geçirip yeni kararlar almak içindir bu fırsat. Hayatımızda yeni beyaz sayfalar açmak içindir bu fırsat. Zamana değer katabiliriz elbet. Zamanı kurtuluş sebebimiz yapabiliriz. Zamanı ilmek ilmek işleyebiliriz. Gelen yılın günlerinde cenneti kazandıracak işler yapabiliriz. Elimizdeki bir deste takvim yaprağından sonsuz mutluluk çıkarabiliriz. Önümüze gelen her yeni günü kendimize güzel bir şahit yaparak ahirete yollayabiliriz ifadelerine yer verildi.
TÜKETİM VE KÜLTÜR AROZYONU UYARISI
Her yılın başlangıcının aslında insanlara mesaj verdiği ifade edilen hutbede, şu ifadelere yer verildi: Ancak üzülerek ifade edelim ki, başka dinlere, başka kültürlere, başka dünyalara ait sembolik unsurlar, yılbaşı eğlenceleri ile bütünleştirilerek bir tüketim kültürüne dönüşmüştür. Daha endişe verici olanı ise geleceğimizin teminatı olan çocuklar üzerinden bir kimlik ve kültür erozyonu gerçekleştirilmesidir. Ömrümüzden bir sene gittiği halde sanki bir sene kazanmış gibi zamandan intikam alırcasına, kendini ve değerlerini unutarak, kendinden geçerek alkollü içkilerle sabahlara kadar eğlenmek ne kadar hazindir. Emek harcamadan zengin olmak arzusuyla kumar, piyango, toto ve loto gibi talih ve şans oyunlarının peşinden sürüklenmek ne kadar üzüntü vericidir. Gönül ister ki, her yılın başlangıcı, insanoğlunun iç içe geçmiş muhasebelerini yaptığı, kendi insanlığını yeniden kurduğu bir milat olsun. Her yılın ilk gecesi, anlamsız gayretlerin peşinde sürüklenmenin vakti olmamalıdır. Aksine ömrümüzden geride bıraktığımız yılın muhasebesinin yapıldığı vakittir. Yeni bir yıla daha kavuşturduğu için Cenâb-ı Hakk"a şükretmemiz gereken vakittir. Zamanın sahibi Cenâb-ı Hakk"a karşı kulluğumuzun şuurunda olma vaktidir. Günün beş vaktini secdeyle anlamlandırmaktır. Durduramadığımız vakti yüreklerimizle doldurmaktır. Bu fani dünyadan ebedî cenneti çıkarabilmektir. Gelip geçen yılların tarlasından sonsuzluk hasadını elde edebilmektir. Yeni bir yıla girerken etrafımızda olup bitenlere dikkat kesilmeliyiz. Suriye"de iki ateş arasında kalmış çocuklara, kadınlara, yaşlılara, ilaçsız ve dermansız insanlara duyarsız kalmamalıyız. Bugün Suriye"deki kardeşlerimiz ve akrabalarımız bir insanlık trajedisi yaşamaktadır. Savaşın acımasız şartları içerisinde her gün ölümle yüzleşmektedirler. Açlıktan ilaçsızlığa, barınmadan ısınmaya çok zor şartlarla karşı karşıyadırlar. Gün, insanlığımızın ve Müslümanlığımızın imtihan edildiği gündür. Gün, Allah rızası için insanlık namına Suriyeli kardeşlerimize yardım elini uzatma günüdür. Mezhebi, meşrebi, inanışı, dünya görüşü ne olursa olsun Müslümanlar, hatta bütün insanlık, sivil toplum örgütleriyle, kurum ve kuruluşlarıyla bu yarayı sarmak durumundadırlar. Bu sebeple Türkiye Diyanet Vakfı olarak ülke genelinde Suriye için insanî yardım kampanyası başlatmış bulunuyoruz. Cenâb-ı Hak, yaptığınız ve yapacağınız yardımları kabul eylesin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.