DİLİ Mİ TUTULDU?

Siz hiç Başbakan Tayyip Bey’in, televizyonlara çıkıp konuşma yapmadan bir gün bile geçirdiğini duydunuz mu?

Yaklaşık 10 gündür Tayyip Bey’den ne ses var. Ne de nefes!

Tayyip Bey tipinde siyaset yapanların, yani partisinin ve kendisinin menfaatlerini, ülke menfaatlerinin önünde tutan siyasetçilerin uzun süren sessizliği beni hep korkutmuştur. Bunlar bir köşeye çekilir, her şeyi en iyi kendilerinin bildiğine inandıklarından bir karar alırlar ve derhal uygulamaya koyarlar. Çoğunlukla yanlış karar aldıklarından hem kendi siyasi hayatları tehlikeye girer, hem de ülkeyi sıkıntıya sokarlar.

Örnek vermek gerekirse; Özal, TBMM’de kaldırabileceği “Siyasi Yasakları” kaldırmadı ve olayı referanduma götürdü. Referandum sonuçlarını beklemeden, “erken seçim” ilan etti ve bu karar kendi, siyasi hayatının düşüşünün başlangıcı oldu ve ülke ekonomisi üst üste yaşadığı referandum ve genel seçimle sarsıldı.

Tayyip Bey, Özal’ı çok sevdiğini söyler. 10 gündür düşündüğüne göre Özal benzeri bir şaşırtma yapabilir mi?

Herkes dünya kupasını kim kazanacak diye sordu ama ben, falcı Ahtapot Paul’e Tayyip Bey ne yapabilir, niçin konuşmuyor, diye sordum. 3 konuda yoğunlaştı, sonunda seçimini yaptı. Bakalım doğru çıkacak mı? Çıkarsa ne ala, çıkmazsa ahtapot’a inananlar  utansın…

*Tayyip Bey, 12 Eylül Akşamı “Erken seçim” tarihini açıklar. ( 14 Kasım 2010)

*Tayyip Bey, Bakanlar Kurulunda değişiklik yapar. (Kabahati Bakanlarına atar)

*Tayyip Bey, Yılmaz Özdil’in izne çıkıp, Hürriyet’te yazmamasını protesto etmek için susma hakkını kullanmaktadır!. (Zekeriya Öz bile Tayyip Bey’i konuşturamadı!)

Falcı Ahtapot Paul, ilk defa iki seçeneği birden kucakladı, Yılmaz Özdil seçeneğini şimdilik devre dışı bıraktı. Bu durumu TRT’nin tüm milleti fıtık eden yorumcusu Ömer Üründül’e yorumlattık; “Yani, esasında şey, hımm, Başbakanımız önce kabine değişikliği yapacak, kendisini çuvallatan Bakanlarını kamuoyunun önüne atacak, referandum akşamı da erken seçim ilan edecek. Sonra Cumhurbaşkanı olmak isteyecek, Yılmaz Özdil’e ise danışılmayan danışmanlık teklif edecek ama Yılmazcığım kabul etmeyecek. Yapma be Yılmaz, kabul et be.”

Tayyip Bey her şeyin en iyisini bilir ama, asla feda etmemesi gereken bir bakanı var. Gerekirse, şimdiye kadar gezmediği parti kalmayan “Çiçek Cemil’i”, kendisi için devamlı gözyaşı döken “Ağlayan kaşar Bülent’i” bile feda edebilir, fakat “Sıfırcı Davut’u” mutlaka yerinde tutmalı, Dışişleri Bakanlığıyla beraber bir de Devlet Bakanlığıyla ödüllendirilmelidir.

Allah her Başbakan’a böyle Bakan nasip etsin.

- Komşularla “Sıfır Problem” dedi, problemimiz olmayan komşumuz kalmadı.

-İran’ın nükleer problemini hallederim dedi, tüm dünya bir tarafta, biz İran’la kol kola diğer tarafta kaldık.

-Gazze’yi ve Hamas’ı savunmak için herkesi karşımıza aldık, Hamas bizi değil de Mısır’ı temsilci seçti.

-Ermenistan’la yakınlaşıyoruz dedik, hem Ermenistan hem de Azerbaycan’la daha kötü olduk.

-ABD, Gazze politikamızda bizi destekliyor dedi, Obama 45 dakika maç seyretti, civanım delikanlıyı kapıda bekletti.

-Görüşme sonrasında Obama ve Erdoğan ortak basın toplantısı yapmadılar ve beraberce resim çektirmediler.

-Erdoğan görüşme öncesi resmen tehdit edildi ve “ABD karşıtı eleştirileri kesmezseniz, Başkan sizinle görüşmeyecek” dendi.

-Bayan Clinton “Soykırım” anıtını ziyaret etti.

-Bize buz gibi davranan Obama, İsrail Başbakanı Netanyahu ile baş başa görüştü, beraber basın toplantısı düzenledi ve resim çektirdi.

-Obama, İsrail ile ABD arasında hiçbir sorun yok. İsrail ile ABD arasında “kırılmaz bağlar” var dedi. Obama, İsrail’in güvenliğinden biz sorumluyuz ve İsrail’in güvenliğini sarsacak bir şey yapmayız, dedi.

- Obama, Netenyahu’yu arabasına kadar uğurladı, gideceği otelin yolunu bile tarif etti!

Bu kadar başarılı!, “bastığı yerde ot bitmeyen” , “maşallah dediği çocuğun ancak altı ay yaşadığı” , “tuttuğunu kökünden koparan” birini kabine dışında bırakmak kimsenin harcı olmamalı.

Tayyip Bey, Obama biraderinize çok kırıldığınızı biliyoruz ve sizi anlıyoruz. Fakat bizleri de Tayyip’siz bırakmaya hiç hakkınız yok. “Can’dan” olmasa bile,”Cam’dan” konuşun. İnanın sıkıntıdan patladık!!!

Önceki ve Sonraki Yazılar