ÖZCAN PEHLİVANOĞLU
DEJAVU!!!
Fransızca'da déjà (daha önceden) ve voir (görmek) kelimelerinden oluşan, Déjà vu (deja vü), yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamışlık veya görülen bir yeri daha önceden görmüş olma duygusu, anı daha önceden yaşamışlık hâline denir.
Bu kavram ve konu, benim hayatıma 2006 yılında çekilen ve başrolünü Denzel Washington'un oynadığı Amerikan yapımı aynı adı taşıyan bir sinema filmi ile girdi.
İyi ki aklıma girmiş diye düşünüyorum!
Bu memlekette yani bir Türk olarak kendi ülkem Türkiye'de o kadar çok "dejavu" yaşıyoruz ki, insanın inanası gelmiyor.
Nasıl defalarca aynı tuzağa düşüyoruz, nasıl adeta aynı dar delikten geçiyoruz veya sokuluyoruz, nasıl aynı veya benzer insanlara inanıyoruz emin olun bir anlam veremiyorum...
Yüzyıllar önce olmuş olan ve zaman içinde tekrarlanıp duran olayları sanki hiç olmamış, yaşamamış ve ders çıkartmamış şekilde tekrar edip duruyoruz... Buna kimsenin pek aldırdığı da ve bir şey dediği de yok!
Yıllar geçtikçe yani yaşlandıkça bu "dejavu" duygusunu çok sıklıkla yaşıyorsunuz...
Allah rızası için şöyle bir etrafımızda ve yaşananlara bakın; bunların hiç biri tesadüf değil...
Biz Türklerin de rahat, mutlu, huzurlu, refah ve güven içinde yaşamak hakkımız ancak gelin görün ki, bir türlü bunlar olmuyor.
Tartıştığımız konu emekli ikramiyesine 150 TL'mi yoksa 500 TL'mi artış geleceği! Hiçbirimiz refah seviyemizi ve yaşam kalitemizi sorgulamıyoruz... 150 veya 500 TL'lik artışlar bizim yaşam kalitemizi yükseltecek mi?
Gözaltına alınıp sonra salıverilen emekli amirallerin durumu bize Ergenekon, Balyoz gibi daha dün denilecek bir zaman diliminde yaşanmış davaların sürecini hatırlatmadı mı?
Ya ekonomi de yaşadığımız ve yüzyıllardır tekrarlanan benzer sorunlar. Ekonomiyi kurtarmak için Dünya Bankası'ndan gönderilenler, İngiliz vatandaşı olanlar, beni iktidar yapın 150-200 milyar Euro para buldum, hazır diyenler! Ve kurtarıcı postuna bürünmüş bulunmaz Hint kumaşı siyasetçiler!
Ben bu filmi hep gördüm. Siz görmediniz mi?
Biz siz yani adına Türk dediğimiz milletimiz artık sadece mutlu olduğu ve sevinç duyduğu olayları tekrar tekrar yaşamalı... Onu mutsuz eden ve yaşamı adeta kursağında bırakan üzücü şeyleri bir daha asla yaşamamalı... Ama gelin görün ki, öyle olmuyor! Yüzyıl önce (1919 Türkiye'nin askeri olarak işgali) başımıza gelen şeyler yine tekrar eder mi, diye endişe ediyoruz.
Bu "dejavu" duygusunu ve halini ne yapıp ne edip geleceğe taşımamalıyız. Bizden sonraki nesillere bunu yapma hakkımız yok!
#SözümüzVarHareketi