CUMHURİYET KARŞITLARINA BİR BİR İADEYİ İTİBAR!

İskilip Devlet Hastanesi 2012 yılında İskilipli Atıf Hoca adını almıştı. YAŞAMINDA BÖYLE BİR ŞEY TEKLİF EDİLSE BAŞTA KENDİSİ KARŞI ÇIKARDI. Bunun nedeni yazımın sonunda mevcut!
Hastanenin önünde yapılan törene dönemin Sağlık Bakan Yardımcısı Agah Kafkas katılmış ve yaptığı konuşmayla İskilip Devlet Hastanesi'nin tabelası "İskilip Atıf Hoca Devlet Hastanesi" şeklinde değiştirilmişti. 
Rezillik bununla da sınırlı kalmamıştı. 
Atıf Hoca'nın İskilip'in medarıiftiharı olduğunu söyleme densizliğinde de bulunarak, Atıf Hoca'nın İstiklal Mahkemelerinde idam edilmesinin Cumhuriyet tarihinin karanlık noktalarından biri olduğunu belirten Kafkas, bir din aliminin hukuksuzluğun kurbanı olduğunu söylemişti. Kafkas, “Bu bir iadei itibardır. Hakkın teslimidir” demişti. 
Peki, mezar taşı bile yokken adı bir kuruma verilen İSKİLİPLİ ATIF HOCA KİMDİR? 
İskilipli Atıf Hoca Şapka Kanununa muhalefetten İstiklal Mahkemelerinde yargılanarak 4 Şubat 1926 tarihinde idam edilmiştir. Frenk Mukallitliği ve Şapka isimli bir eseri olan İskilipli Atıf Hoca’nın idamına giden süreç ve kararı veren kişinin Kel Ali ismiyle meşhur Ali Çetinkaya oluşu, onu halkın bir kısmının gözünde ‘kahraman’ yaparken, bir kısmının gözünde ‘vatan haini’ne dönüştürmüştü.
ŞAPKAYA TAKMIŞ BİR MEDARIİFTİHAR...
Peki, bu hoca gerçekten tarihin en büyük alimlerimden biri midir? 
Mademki çok büyük bir alimdi de ismi bir hastaneye verildikten sonra bile neden bu iadeyi itibar ses getirmedi? 
Hala neden ismi bilinmiyor, eserleri tanınmıyor? 
Tarih boyunca ne ilim, ne bilim adamı çıkmış ve tarih sayfalarında yerlerini almışlar. Atıf Hocanın bilindik en büyük eseri yazdığı iki kitaptan biri olan şapka inkılabını milletteki özenti gidişatı olarak görmesi ve uyarı mahiyetinde frenk mukallitliği ve şapka eserini neşretmesidir. Bu eseri nedeniyle de idam edilmiştir.

Hocamız aslında şapkaya, kıyafete takmış bir zat!

İnternette saatlerce araştırmama rağmen bilime ve ilime bir katkısını bulamadım. Araştırmamda bulduğun tek şey siyasi otoriteye muhalefet etmiş bir hoca! Günümüz Türkiyesi'nde hocamızdan istemediğimiz kadar var ve o zaman herbirini birer evliya ilan etmeliyiz. 
Atıf Hoca için kullanılan bir ifade ise hocamızın ne olup olmadığını ortaya koymuş. Deniliyor ki; "Dünyada kimsenin (Türkiyede genel manada siyasi araç olarak sömürenler hariç kimsenin) iplemediği, tv.'lerde duymasa adını bilmediği bazı yerel-sınırlı figürlerin birkaç siyasi olayla gündeme gelmeleri tarihin alimi olmalarına yetiyor kimilerinin kafasında. Bir kere modern bir devlet hastanesine bu adamın isminin verilmesi bile büyük tezat. Şapka gibi birşeyden dininin eksildiğini sanan, geçmişten gelenin aynen korunmasını isteyen, gelişmelere kapalı böyle bir alimin kendisi yaşasa o büyük ilmiyle böyle gavur icatlarının dolu olduğu bir şeye isminin verilmesine karşı çıkar, kuran ilmiyle hastalıklara çözümler üretirdi."

Yazımın girişinde belirttiğim gibi, "günah diye" hastaneye isminin verilmesine izin vermeyecek bir adamın ismi modern bir hastanede hem de hak etmediği halde yaşatılıyor.

Eğer ki; hocamızın savunduğu fikirler yol gösterici olsaydı itibari çok daha önce gerçek manada iade edilirdi. Şapkaya muhalefet etmiş, saltanatın devamını savunmuş bir kişinin düşüncelerinin tarihi hiç bir değeri olmadığı açıktır. 

Yine hocamızla ilgili bir yazıda şöyle denilmiş; "Tarih bu tür fikirleri kör kuyularına göndermiştir. Tarihin en dar ufuklu insanlarından biri tarihin en büyük mahkemelerinden birinin tasarrufuyla hak ettiği yere Ahmet Anzavurlar'ın* yanına gitmiştir. Bu arada hastanesi hayırlı olsun. Kendisinden bir hayır gelmedi bari hastanesi Cumhuriyete faydalı olsun."

*Ahmet Anzavur AyaklanmasıKurtuluş Savaşı’na karşı Anadolu’da düzenlenen ayaklanmalardan biridir. İstanbul Hükümeti’nce desteklenmiş olan Anzavur Ayaklanması'nın adı, ayaklanmaya önderlik eden Anzavur Ahmet'ten gelir. Ahmet Anzavur’un önderliğinde çeşitli aralıklarla gelişen ayaklanmalar, esasen Anadolu’daki direnişi kırmaya yönelen iç isyanlar arasında en önemlisi sayılabilir. Çünkü Batı Cephesinin oluşturulması ve Yunanistan işgalinin durdurulmasının gecikmesine sebep olmuştur.

Önceki ve Sonraki Yazılar