Cumhurbaşkanı Erdoğan Aydın'a 391 milyon TL'lik 89 projenin açılışını yaptı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Sonunuz Menderes gibi olacak’ diyorlar. Ölümsüzlüğü tadanlara, ölüm ne yapabilir ki?” dedi.
Aydın Valiliği tarafından düzenlenen toplu açılış töreni için Aydın’a gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstasyon Meydanı’nda düzenlenecek törende vatandaşlarla buluştu. 27 Mayıs askeri darbesinin 55’inci yıl dönümünde merhum Başbakan Adnan Menderes’in hemşerilerine hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapımı tamamlanan toplam 391 milyon 86 bin 425 TL değerindeki 89 önemli projeyi Aydınlıların kullanımına sundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Aydın Valisi Erol Ayyıldız, AK Parti Aydın İl Başkanı Ömer Özmen, AK Parti Aydın milletvekilleri ve milletvekili adayları eşlik etti.
“Bugün Aydın Efeleri yine ‘Yeter artık söz milletin. Sözde, irade de milletindir’ diyor mu?” diyerek sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün Aydın’ımızda 391 milyon TL değerindeki 89 önemli projeyi hizmete açıyoruz. Bu yatımların Aydın’ımıza ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Bu yatırımlarda emeği geçenleri kutluyorum. Demokrasi tarihimizde önemli bir noktaya yaklaşıyoruz. Bugün anlamlı bir gün. Bugün 27’yız. O kara günün 55’inci yıl dönümü. 14 Mayıs 1950’de başlayan demokrasi şöleni, 27 Mayıs 1960’da kesintiye uğradı. Daha sonrada bu memleketin üç adamı Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam edildi. Bu zihniyeti 7 Haziran’da sandığa gömün. Aradan geçen bunca zamana rağmen şehitlerimizi rahmet ve hasretle anıyoruz ve anmaya da devam edeceğiz. Ama onları idam edenler hatırlanmıyor, hatırlansalar da başka türlü anılıyor. Çünkü Menderes ve arkadaşları bu millete hizmet ettiler. Onlar asla bu millete tepeden bakmadılar. Hayatları pahasına milletle birlikte yol yürümekten korkmadılar. Kendisine darbeci, cuntacı ve vesayetçileri yol arkadaşı seçenler daima kaybetmeye mahkum oldular. Aydın her zaman demokrasiden yana oldu, bundan sonra da yine aynı olacaktır. ‘Sonunuz Menderes gibi olacak’ diyorlar. Ölümsüzlüğü tadanlara, ölüm ne yapabilir ki? Bununla yetinmiyorlar; Mursi’ye verilen idam cezasına gönderme yaparak, resmimi koyup ‘Yüzde 52 oyla idama mahkum oldu’ diyorlar. Onlar bilmiyor ki; Menderes’inki gibi bir son bir şereftir. Onlar bilmiyorlar ki, şehitler ölümsüzdür. Şehitler milletin ve Allah’ın katında her zaman yaşarlar. Bu millet demokrasi ve ekonomik kazanımlarına el uzatanları asla affetmez” diye konuştu.
“BUNLARDA YALAN MEŞRUDUR”
14 Mayıs 1950 seçimlerinin Türkiye’de gerçek manada yapılan ilk özgür seçimler olduğunu savunan Erdoğan, 1950 seçimi süresincen yaşanan bazı hadiselerden söz ederek, “Bu seçimde ibret verici önemli hadiseler yaşandı. 14 Mart 1950 günü oy kullanılırken, ihtiyar bir kadın kuyruk beklemeden öne geçip oy kullanmak istedi. Oradan bir genç çıkıp ‘Onun sırası geldi de geçiyor, bırakın oyunu kullansın. Bu kuyruk 10 dakikadır ama ninemiz yarım asırdır bekliyor’ dedi. Kayserili bir gazeteci bir kadına ‘Oyunu hangi partiye verdin?’ diye sordu. Kadın ‘Allah ile benim aramdaki şeye sen nasıl karışırsın’ diye cevap verdi. Milletimiz için 14 Mayıs bir bayramdı. O gün ülkenin pek çok yerinde yağmur ve çamura rağmen erkeği ve kadınıyla halkımız oy kullanmaya koştu. 7 Haziran’da yine böyle yapmaya var mısınız? Ertesi gün İzmir’de seçim gazeteleri 2 ve 3’üncü baskıları yaptı. CHP’ye oy vermeyenlerin evlerinin yıkılacağı yönünde tehdit edildiğine dair haberler yayınlandı. Bu haber bize ne kadar tanıdı değil mi? Bugün Doğu Anadolu’da benzer hadiseler yaşanıyor. Tehditlerin yanı sıra kan akan musluk afileri asılıyor. Sonra bu afişleri değiştirdiler. Siirt’te muhtarımız öldürüldü, Van’da havalimanı açtığımız gün köy kurucumuzu 10 kurşunla öldürdüler. Kürt Kürt’ü öldürüyor. Birde utanmadan batıda başka konuşuyor. Bunlarda yalan meşrudur, rahat rahat yalan söylerler. Abisi dağda, kendisi bağda. Daha sonra oda dağdan indi. Tamamıyla terör örgütünün içerisinde bunlar. Birde ‘diyaneti kaldıracağız’ diyor. Sen kimsin, diyaneti kaldıracaksın. Bir taraftan da ‘Kabe’miz Taksim’ diyor. Bunların CHP’den ne farkı var. CHP’liler, ’Kabe Arabın olsun, bize Çankaya yeter’ diyordu. Bizde diyoruz ki ‘Kabe’miz Mekke’. ‘Din derslerini kaldıracağız’ diyor. Çünkü kendileri ateist bir yapı istiyorlar. İşte Diyarbakır’dan sözde bir müftüyü aday yaptılar. Bu müftü ‘Partimin dini Zerdüştlük de olsa yine aday olurdum’ diyor. Birde dedemden Kuran öğrendim diyor. Sen dedenden Kuran öğrensen ne olur. Dedenin dini kendinde, senin dinin kendine. Hz. Nuh evlatlarını kurtarabildi mi? İlahi emir gelince yapılacak bir şey kalmadı. Şimdide makam aracına takmış. Sen önce partili belediyelerinde dönen dolapların hesabını ver. MHP Genel Başkanı ‘Ya iade et, ya istifa et’ dedi. Sayın Bahçeli, bu onlara yakışırdı ama sen nasıl söyledin? Biz bu makamın zedelenmesini asla izin vermeyiz” şeklinde konuştu.
“MANEVİ DEĞERLERİNE BAĞLI BİR NESLİN YETİŞMESİNİ İSTEMİYOR”
Kürt vatandaşlara seslenen Erdoğan, “Buradan Kürt kardeşlerime sesleniyorum. Ah benim inançlı Kürk kardeşlerim; okullardan din derlerini kaldırmak isteyen, kıble olarak Taksim’i gösteren ve diyanetle uğraşanlarla siz yol yürüyebilir misiniz? Ben inanıyorum ki benim inançlı Kürt kardeşlerim bunlara gerekli dersi verecektir. Ana muhalefet ‘İmam hatipleri kaldıracağız’ dedi. Sonra Kayseri’de ‘Ben bunları söylemedim’ dedi. Ya bu seni seçim beyannamende var. Ben imam hatip mezunuyum, 4 çocuğumun dördü de imam hatip mezunu. Müslüman bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz. 28 Şubatta bu oyunu bir kez oynadınız. 600 bin öğrenciden 60 bine düştü. Şimdi 60 binden 1 milyona çıktı. Kat sayı kalktı, istediğiniz üniversiteye gidebiliyor musunuz? Bunlar manevi değerlerine bağlı bir neslin yetişmesini istemiyor” şeklinde konuştu.
“3,5 YILDA BIRAKIP KAÇTILAR”
“Ana muhalefet partisi, milliyetçi olduğunu iddia eden parti, bölücü örgüt ve paralel örgüt bu partiyi barajı aştırmak için uğraşıyor” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Paralel yapının kalemşörü ‘HDP’ye vermediğiniz her oy AKP gider’ diyor. Bu eski Türkiye demek. 14 Mayısta milletin heyecanla iktidara getirdiği Menderes’i 1960’da idam etmek demek. Şimdi biz Yassıada ile Sivriada’yı birleştirip Demokrasi Adası yapıyoruz. İnşallah 1-1,5 yıl içerisinde bitirileceğini düşünüyorum.
Alışılmış bir Cumhurbaşkanı değilim. Biz Türkiye’yi DSP, ANAP ve MHP’den devir aldık. Borç batağına batmış bir Türkiye aldık. Şimdi 800 milyar dolarlık bir Türkiye var. Sayın Bahçeli, borçtan bahsediyor. Sayın Bahçeli, ben ekonomistim. İMF’ye onlar borçlandı, biz ödedik. Ey Bahçeli, ey diğerleri; memurun parasından kesip diğer yerleri ödediniz. Maaş ödeyemez hale getirdiniz. Bunları biz hallettik. 6 yıl ana muhalefetin başındaki SSK’nın başındaydı. O rezalet neydi. Sağlam girdiğin hastaneden, hasta çıkardın. Biz Fatih’in torunlarıyız. Dedemiz Fatih, denizden gemi yürütürken, biz denizin altından metroyu yürüttük. Şimdi de Avrasya Tünelini yapıyoruz. İnşallah 2017 de oda bitiyor. Dünyanın en geniş köprüsü olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü bu yıl bitiyor. İzmit Körfezi’ni geçen dünyanın en uzun asma köprülerinden birisini yapıyoruz. İzmir ile İstanbul 3,5 saate iniyor. Ben MHP ve DSP’ye gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum. Millet size 5 yıllığına görev vermişti neden 3,5 yılda bırakıp kaçtınız. 3,5 yıl bile yürütemediler, götüremediler. Biz 12 yıldır alnımızın akıyla yürütüyoruz. Dünyada sessiz devrim olarak anıldığı öykümüz. Şimdi ana muhalefet, yavru muhalefet, eş başkanların partisi ve paralel yapı bir oldu. Bunlara birde Doğan medyası eklendi. Oyunu görüyor musunuz? Burada bir şey eksik; oda millet. Millet 1950 oyuna sahip çıktı, şimdi yine oyuna sahip çıkacak”
“ATIŞLARI DESTEKSİZ”
Adnan Menderes’in cezaevindeyken söylediği “Çine Çayı’nın kenarının oturup, söğüt ağaçlarının serinliğinin yüzüme dolanmasını özledim” sözünü hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
“Hamdolsun biz 141 yıllık rüyayı gerçekleştirdik. Bundan dolayı Veysel Bey’e teşekkür ediyorum. 12 yılda Aydın’da12 milyonluk yatırım yaptık. İnanıyorum ki Aydın; bundan önce olduğu gibi bundan sonra da kendisini aldatanların değil, kendisinin tarafında olanların yanında olacaktır. Neden meydanlarda olduğumu soruyorlar. Siyasi partilere eşit mesafeydim ancak milletimiz yanındayım. Ama benimde gönlümde bir aslan yatıyor. Bu yüzden benimde düşündüklerimi söylemeye hakkım var. Kılıçdaroğlu ‘Mazotu 1,5 liraya vereceğim’ diyor. Biz Amca bana Malatya’dan bir karne göndermiş. Sayın Kılıçdaroğlu, bunlar senin zihniyetinin karnesi. Öyle mazot almak kolay değildi o zaman. Biz bu günlerden geldik. Biri çıkmış ‘Gençlik Bakanlığı kuracağım’ diyor. Zaten böyle bir bakanlık var. CHP Lideri, ‘Bana 4 yıl verin. 20 yıl sonra işsizlik yüzde 5 olacak’ diyor. Bunların akşam söylediği sabah söylediği tutmuyor. Atışlar desteksiz olunca böyle şaşmalar oluyor.
“İMAM MİHRABI BIRAKIP KAÇAR MI?”
Paralel yapıyla mücadelenin sürdüğünü anlatan Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Şimdi çıkmış bir paralel devlet. Cumhurbaşkanı olmadan önce bir sözüm vardı: ‘İnlerine gireceğiz’ demiştik. 1999’da Amerika’ya kaçtın gittin. Mekke’ye gitseydin ya. Medine’ye gitseydin ya. Hani sen hoca efendiydin. Orada ne işin var? Dert başka, altında başka nedenleri var. Şimdi bunların imamları var. İmamlarda kaçmaya başladı. İmam mihrabı bırakıp kaçar mı? Onlar kaçacak bir kovalayacağız. Asla taviz vermeyeceğiz. İnlerine girdik, girmeye devam edeceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından protokol üyeleriyle birlikte 391 milyon TL değerindeki 89 projenin açılışı gerçekleştirildi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.