CUMA HUTBESİNDE İŞ GÜVENLİĞİ VE AHİLİK VURGUSU
CUMA HUTBESİNDE İŞ GÜVENLİĞİ VE AHİLİK VURGUSU
Türkiye genelindeki tüm camilerde okunan Cuma Hutbesi’nde son dönemde artan iş kazaları ve Ahilik kültürüne dikkat çekildi.
Ahilik Haftası nedeniyle Diyanet İşleri Başkanlığı’nca hazırlanan ve Türkiye genelinde olduğu gibi Aydın’daki tüm camilerde de okunan Cuma hutbesinde İslamiyet’teki iş veren ve içi ilişkileri ile Ahilik kültürüne dikkat çekildi.
Son dönemde iş kazalarının artığına işaret edilen hutbede, “Bir Müslüman’ın ticaret ve iş ahlakının nasıl olması gerektiğini öğretir bizlere bu ilahi ve nebevi ilkeler. Buna göre; dinimizin iş ve ticaret ahlakı doğruluk, dürüstlüktür; helal-haram duyarlılığıdır; işçi-işveren hakkına riayettir; alın terine saygıdır, onu heba etmemektir. Dinimize göre, kazanç için her yol mübah sayılamaz. Kardeşin sırtına basarak kazanca kazanç katılamaz. İşin ucuzu ve kolayına kaçılamaz. Hele hele gelir elde etmek için insan onuru, haysiyeti çiğnenemez, emek sömürülemez, can güvenliği tehlikeye atılamaz. İnsan için vazgeçilmez olan hayat hakkı hiçbir bedele değiştirilemez. Yüce dinimiz, iş güvenliği ve ahlakına böylesine önem vermişken günümüzde ihmalkârlıklar, vurdumduymazlıklar sebebiyle yaşanan iş kazalarına hemen her gün üzüntüyle şahit olmaktayız. Türlü eza, cefa ve meşakkatle çalışan kardeşlerimizin fedakârlığı her türlü takdirin üstündedir. Ancak onların en değerli kazancı elde etmek için akıttıkları alın terlerinin heba edilişi, ölüm riski altında güvensiz ortamlarda çalışmaya mahkûm edilişleri, hayat haklarının hiçe sayılışı, vicdanların kabul edebileceği bir durum değildir. Bu, apaçık bir haksızlıktır. Bu, insan hakkını, hukukunu, saygınlığını çiğnemektir. İnsan hakkını çiğnemek, onun saygınlığına halel getirmek aslında onu yaratan Allah’a saygısızlıktır. Kaldı ki, mümin bir kimse, kul hakkına riayetin Alemlerin Rabbine saygı olduğunu gayet iyi bilir. İş hayatında yaşadığımız üzücü hadiseleri değerlendirirken Yaratıcının sonsuz kudretini hiçe saymak ne kadar yanlışsa insanın ihmal kaynaklı suç ve vurdumduymazlıklarına ilahi kudret üzerinden mazeret üretmek de o kadar yanlıştır. Bu sebeple, ilahi adalete gölge düşüren tez ve yorumlardan kaçınmak gerekir” denildi.
AHİLİH KÜLTÜRÜ YAŞATILMALI
İslam dininin iş ahlakı ve milli değerlerden ilham alan Türklerin 13. yüzyılda Ahilik Teşkilatını kurduğu anımsatılan hutbede, şu ifadelere yer verildi: “Bu teşkilat, iş ve ticaret hayatı içerisinde yer alanları doğruluk, güvenilirlik, cömertlik, tevazu gibi prensipler şemsiyesi altında birleştirmiş ve her şeyden önce onları kardeş kılmıştır. Ahilik, ahlâkın ticari hayat için de vazgeçilmez olduğunu mensuplarına her daim telkin etmiştir. Ahilik teşkilatı, insanların aldatılmasına engel olmuştur. Mesleğe yeni başlayan kimselerin, işlerini iyice öğrenip liyakatli hale gelmedikçe, iş hayatında yer almalarına bu yapı tarafından müsaade edilmemiştir. Bu bağlamda, Yüce Rabbimizin; ‘Emanetleri ehline verin’ uyarısına her zaman sadık kalınmıştır. Mümin, her şeyden önce güvenilir kişi demektir. Öyleyse mümin, kazanırken de başkasının hakkına tecavüz etmemelidir. O, helal kazanç uğruna dürüstçe yaptığı her işin ibadet olduğu bilinciyle hareket etmelidir. Mümin, çoluk çocuğuna yedireceği haram bir lokmanın, kendi midesini kavuran bir ateş topu olacağını unutmamalıdır. Rabbimizin şu ölçüleri, müminin kazanç felsefesi olmalıdır”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.