Hakimler ve savcı adaylığı kurumunun kaldırılması, noterlerin atamalarında değişiklik ve stokçulukla ilgili ceza artırımı öngören kanun teklifinin görüşmeleri Adalet Komisyonunda tamamlandı. Komisyon görüşmelerinde konuşan komisyon üyesi CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, yargı bağımsız ve tarafsız olmadığı sürece yargı paketleriyle hukukun üstünlüğünün sağlanamayacağını söyledi.
Hâkim ve savcılarla ilgili liyakat sorunu olduğunu belirten ve bunun en güncel kanıtının da bin 500 hâkime Adalet Akademisinde "Gerekçeli karar nasıl yazılır?" dersi verilmesi olduğunu söyleyen Bülbül, şunları diler getirdi:
“HSK, Anayasa Mahkemesinin kararını uygulamayan, ‘Karar beni bağlamaz.’ diyen Akın Gürlek ismindeki hâkim hakkında ‘AYM kararını uygulamayan hâkimlere yaptırım yok.’ diye karar verdi. Anayasa Mahkemesi’nin bağlayıcılığını tanımayan bu hâkim, şu anda Adalet Bakan Yardımcısı. İstanbul Başsavcı Vekili iken olmayan MASAK raporuna binaen Sezgin Baran Korkmaz'ın üzerindeki yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması talebinde bulunan Hasan Yılmaz şu anda Adalet Bakan Yardımcısı. Ülkedeki adalet kavramından sorumlu olan Bakan’ın yardımcıları bunlar. O nedenle hâkim savcılara coğrafi teminat getirilmezse, karar verecek hâkim ve savcıların vereceği karar yukardan talimatlarla belirlendiği sürece bu komisyonda yargı reformunu sağlayamayız.”

EVİNE MAKARNA ALAN MI STOKÇU MALINI SATMAYAN MI?
Kanun teklifinde stokçuluğa yönelik ceza artırılmasına ilişkin de düzenlemeler bulunuyor. Stokçuluk suçunun cezasının üst sınırının 3 seneye çıkarılmasının bir yaptırım unsuru olmadığını belirten Bülbül çözümün ülke ekonomisini düzeltmek olduğunu belirtti.
“Kimdir bu stokçu?” diye sorun Bülbül sözlerine şöyle devam etti:
“Şimdi evine normalde 10 litre yağ alan ama yarın yağın fiyatının ne olacağını bilmediği için 50 litre yağ alan mı stokçu? Bugün 15 lira olan makarnayı 1 lirayken 50 paket alana stokçu mu diyeceğiz? Fiyatların artacağı beklentisiyle malını satmayıp stoklayan kişi mi suçlu, yoksa malını sattığı fiyattan yenisini yerine koyamayacağını bildiği için malını satmak yerine elinde tutmayı tercih eden mi stokçu? Yani burada ülkenin parasını değersizleştiren, ekonomimizin üretimini bitiren, ülkeyi ithalata bağımlı hâle getiren iş bilmez yönetiminizin hiçbir suçu yok mu?” diye sordu.

FİYATLARIN ARTMASININ NEDENİ STOKÇULUK DEĞİL
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Hükûmet olarak aşırı fiyat yükselterek ve stokçuluk yaparak piyasayı zehirleyenlere karşı sonuna kadar mücadele etmekte kararlıyız" sözlerini de eleştiren Bülbül, “Doların, Euronun durdurulamaz yükselişini bu stokçular mı yaptı? Bu stokçular yüzünden mi bugün 1 lira 93 kuruş mazot zammı geldi? Ya da samanı bile ithal ettiğimiz günlere hangi istifçiler yüzünden geldik? Ülkede her şeyin döviz kuruna göre hesaplanmasının bunun sorumlusu stokçular mı? Yani siz ülkeyi bu hâle getiren politikacıları değiştirmek yerine, cezaları arttırmayı yani sorumluluktan kaçmayı seçiyorsunuz. Halkta stokçuluk nedeniyle fiyatların yükseldiği algısını yaratmak istiyorsunuz ama millette bu konuda hiçbir şekilde algı oluşturamıyorsunuz. Zaten yaptığınız artırmaların kayda değer bir katkısı yok, neden katkısı yok? Altı aydan bir seneye çıkarıyorsunuz alt dilimi, üst dilimi de üç seneye çıkarıyorsunuz. Yani bu durumda İnfaz Yasası'na göre bunların yatarı bile yok. Stokçuluğun önüne böyle geçemezsiniz” dedi.

NOTER ATAMA USÜLÜ DEĞİŞLTİRİLMEMELİ
Teklifte noterlerin atama usullerindeki değişiklikle ilgili de eleştiride bulunan Bülbül, “Türkiye artık torpil olmadan, kayırma olmadan, sadece kıdem esasına göre girilebilen ve atanabilen tek meslek noterlik kaldı. Niye buna müdahale ediyorsunuz. İstediğiniz düzenlemede atamada neden alt sınıftakiler arasında kıdem şartı aranmıyor? Onun yerine sadece Bakanlığın görebildiği müfettiş denetimi ile hazırlanan ‘son hâl kâğıdı’ esas alınıyor. Çünkü noter atamalarında da torpil dönsün istiyorsunuz” dedi. Bülbül maddesinin teklif metninden tamamen çıkarılmasını istedi.