CHP’Lİ BÜLBÜL: ÇOCUĞU ÜSTÜN YARARI BU TEKLİFTE YOK SAYILIYOR
Boşanmış ebeveynleri ve hacizli mal alıp satacak çok sayıda vatandaşı ilgilendiren “İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildi.
Komisyonda kanunun teklifinin geneli üzerine konuşan komisyon üyesi CHP Aydın Milletvekili tasarıyla 7 kanunda düzenleme öngörüldüğünü ve torba kanun uygulamasının nitelikli yasama açısından da sıkıntılı olduğunu belirten Bülbül, bazı maddelerin Anayasa’ya aykırılarını dile getirti. Bülbül, özellikle çocukların velayet durumları hakkında yazılan maddelerin çocukların üstün yararının düşünülmeden hazırlandığını, çocuğun birey olarak kabul göremediğini belirtti.
CHP’li Bülbül teklifle ilgili şunları söyledi.
ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI DEĞİL ANNE-BABA TATMİNİ
“Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasıyla ilgili olarak teklif, ilk başta çocukların cebrî icra yoluyla teslimi düzenlemesini değiştirdiği için umut vadediyor. Ancak teklifin baştan sona, ilgili temel ve özel kanunlara, Anayasa madde 90'a göre usulüne uygun olarak yürürlüğe girmiş ve iç hukukumuzun bir parçası olmuş uluslararası sözleşmelerin bazılarına aykırı olduğu görülüyor. Hâkim, çocuğun anneye mi babaya mı bırakacağına karar verirken "çocuğun yüksek yararı" ilkesinde hareket etmesi gerekir. Ancak, bu kanun teklifinde gözetilen menfaat, çocuğun üstün yararı değil, annelik ve babalık duygusunun tatminidir. ‘Çocuğun üstün yararı’ ilkesi, yasama, yürütme ve yargı erklerinin çocuğu ilgilendiren her türlü işlem, uygulama ve kararlarında menfaat çatışması söz konusu olduğunda çocuğun yararını esas alması ve çocuğu merkeze alması ilkesidir. Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması hususunda da bu ilkeye uygun düzenlemeler yapılmalı iken bunun tam tersi yapılmıştır. Çocuğu yalnızca ana baba çatışmasının zeminlerinden biri olarak gören bu düzenlemede çocuk haklarından ne yazık ki eser yoktur.”
TÜRKİYE’DE SADECE 161 ADM VAR !
“Şimdi, burada çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair aile mahkemeleri tarafından verilen ilam ve tedbir kararları, sözde çocuğun üstün yararı alınarak Adalet Bakanlığınca kurulan adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerince yerine getirileceği ifadesi belirtilmiştir. Zaten mevcut sistem sorunlarla dolu ve şu anda 161 tane ADM kurulmuş vaziyette. Türkiye'nin her tarafını kapsayıcı adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlükleri yok. Personel yeterli değil. Mevcut sistemde SİR olarak bilinen Sosyal İnceleme Raporları bile makul bir sürede hazırlanamazken personel yetersizliği sorunken bu düzenleme açıkça sistemi kilitleyecektir.”
DİSİPLİN CEZASI HAK İHLALİNE YOL AÇAR
“2021 yılının ilk on ayında en az 256 kadın cinayeti, 160 çocuk istismarı, 670 kadının da şiddete uğradığı gerçeği var. Yani kadınların ekonomik yönden güçlendirilmesi üzerinde durulmazken, kadına ve çocuğa yönelik şiddetin önlenmesi için etkin politikalar yürütülmezken bu hazırlanan teklifin hak ihlallerine yol açacağı konusunda kaygılarımız var. Kendisinin ve çocuğunun güvenliği için ağır aksak işleyen yargıda adalet arayan bir kadını düşünün, sığınmaevinde ve okul çağına gelmiş çocuğuyla kalıyor, erkek şiddetinden kaçmışlar, mahkeme bir ara karar kuruyor, babayla çocuğun kişisel ilişkisini kuruyor, baba hafta sonu çocukla geçirdiği vakitlerde sığınmaevinin yerini tespit edebilmek için çocuğu âdeta esir alıyor. Anne de çocuğu bu nedenle babaya göstermiyor. Şimdi bu düzenleme şunu yapıyor; mahkeme tarafından kişisel ilişkinin değiştirileceği tarihe kadar anne çocuğu baba ile görüştürmezse anneye disiplin hapsi veriyor. Erkek şiddetinden kaçmaya çalışan kadın disiplin hapsiyle karşı karşıya kalıyor.”
SİSTEM AKSAK SORULAR CEVAPSZ
Pek çok sorunun cevapsız olduğunu belirten Bülbül o soruları söyle sıraladı:
“Personellerin işleyişin etkin ve hedefe uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi için ayrıca bir eğitim almaları planlanmış mıdır? Bu eğitimin içeriği ve süresi nedir? ADM'lerin yaygınlaşmasına dair eylem plan var mıdır? Bir yıl içinde kaç adet ADM açılması planlanmıştır? Bunun için ne kadar ödenek ayrılmıştır? Mevcut sistemdeki ADM'lerin görev alanları kapsamında kaç vatandaşa hizmet verilmiştir? Kanun teklifiyle ne kadar vatandaşa hizmet sunulması planlanmaktadır? Müdürlük bulunan yerlerde yazı işleri müdürlüğü görevli kılınmış yazı işleri müdürlüklerinde çocuk dostu alanlar var mıdır? Çocuk yararını gözetecek mevcut fiziki alanlar var mıdır?
Bu soruların cevapları ortada yokken ve mevcut sistemdeki eksiklikler tamamlanmadan bu teklife olumlu görüş bildirmemiz bizden beklenemez.”
ÇÖZÜM SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ
Dördüncü yargı paketinde de icra ve iflas değişiklikleri olduğunu hatırlatan Bülbül, şimdiki yargı paketinde de icra ve iflas değişiklikleri olduğunu belirterek, “Diğerinde neden faizdi, burada neden, yoksulluk. Bir ülkede ekonomi bu kadar derin yoksulluk içerisinde olursa siz İcra ve İflas Kanunu'nda neyi değiştirirseniz değiştirin, ne kadar icra başmüdürü olarak düzenleme yaparsanız yapın bu işin çözümü sağlanamaz. İster elektronik satış yaptırın taşınır ya da taşınmaz malları, ister fiziki durumda satış yaptırın bu işin çözümü çok basit; sistem değişikliği, yasama, yürütme ve yargının birbirinden ayrılması, anayasal hak ve özgürlüklerin kullanılması, insanların nefes alması, vatandaşın bu borç sarmalından kurtulmasıdır” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.