█ Gerçek Gazetesi

CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar, okullarda serbest kıyafet kararının velilerin üzerine daha fazla yük gelmesine neden olacağını iddia etti.

Konuyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan Baydar, “Nimet Çubukçu zamanında serbest kıyafete geçişle ilgili düzenlenen anket çalışması sonrasında kamuoyunda oluşan tepkiyi gidermek için Bakanlık basın açıklaması yapmış ve konunun tekstil firmaları tarafından bilerek çarpıtıldığı ifade edilmişti. Yapılacak olan düzenlemeyle, yürürlükte bulunan siyah önlük zorunluluğu olduğu halde çıkarılan bir genelgeyle okullarda mavi önlük giyildiği ve bunun giderileceği açıklanmıştı.Bu açıklamanın üzerinden bir yıl geçmesiyle 2011yılından itibaren mavi önlük uygulamasından vazgeçildiği ve okulların belirlediği şekilde öğrencilerin kıyafetle gidebileceklerinin kararı alınmıştı.

Bakan değişimiyle birlikte bu sefer bir gece çıkarılan yönetmelikle tüm okullarda serbest kıyafete geçildiği kamuoyuna duyurulmuştur. Hükümet, Milli Eğitim Bakanlığını maalesef bakanlığa getirilen kişilerin dünya görüşlerine bırakmışlardır. Mavi önlük bırakılarak farklı kıyafetlere geçiş ekonomik açıdan velileri zor durumda bırakmıştı. Şimdi alınan bu karar velilerin üzerine daha fazla yük gelmesine neden olacaktır” dedi.

Öğrencin ekonomik güçlerinin eşit olmadığına işaret eden Baydar, “Okul üniformaları iddia edildiği gibi bir “-İZM”"in uzantısı veya bir görüşün ürünü değildir. Üniformaların özelliği tüm öğrencilerin birbirlerini eşit olarak görmelerini sağlamaktır. AKP Hükümetleri her alanda olduğu gibi Milli Eğitim alanını da son almış olduğu bu kararla vahşi kapitalizmin kucağına itmiştir. Kendi seçim bölgem olan Aydın ilinden bir örnek vermek istiyorum. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan verilere göre 2003 yılında 5 bin 80 ton kömür yardımı yapılan aile sayısı 9 bin 868 iken 2011 yılında kömür miktarı 13 bin 655 tona aile sayısı da 21.086"ya çıkmıştır. Ülkenin genelinde de durumun aynı olduğu görülmektedir. Ekonominin iyiye gitmediği fakir aile sayısının her yıl arttığı bir ortamda alınan bu karar çocuklar arasında eşitsizliğin, birbirlerini rencide edecek düzeye çıkacağını göstermektedir. Yayınlanan yönetmelikte 'Siyasi sembol içeren simge, şekil ve yazıların yer aldığı fular, bere, şapka, çanta ve benzeri materyalleri kullanamayacak ve giysileri giyemeyecek' yönünde bir açıklama bulunmaktadır. Şimdi sorum şudur: “Türban siyasi sembol olarak değerlendirilecek mi değerlendirilmeyecek mi?”

Başbakan 2008 yılında yapmış olduğu bir açıklamada “Türkiye'de başını örtenlere "başörtüsünü siyasî simge olarak kullanıyorsun" şeklinde baskılar yapıldığını da hatırlatarak "Velev ki simge olarak taktığını düşünün. Bir siyasi simge olarak takmayı suç kabul edebilir misiniz? Simgelere bir yasak getirebilir misiniz? Özgürlükler noktasında dünyanın neresinde böyle bir yasak var?" diye sormuş ve konunun en yakın zamanda çözüleceğini belirtmişti. AKP tarafından Ulus Devlete vurulan Balyozlar ile konunun 2012 yılında çözüme kavuşturulduğu anlaşılmaktadır.Anayasamızın ikinci maddesi açıktır: “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir”. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu uygulaması devletimizin laik yapısına indirilen bir darbedir. Kafalarının içinde yer alan Teokratik Devlet düşüncesine doğru atılan bir adım dahadır. Bir televizyon dizisine, bireylerin yatak odalarına karışan açıklamalar hayat tarzlarına açık açık müdahalelerin yapılmaya başlanıldığını göstermekte; AKP Hükümeti uygulamaları, II.Abdülhamid düşüncesinin bir tekrarı niteliğine dönüşmektedir" ifadelerine yer verdi. (iha)