Gerçek Gazetesi
Murat TAN
CHP Söke İlçe Başkanı Hüseyin Akkaya, Şişecam işlerinin 7 gündür sürdürdüğü grev ve 2 Temmuz 1993"de 33 aydının yanarak can verdiği Madımak Katliamı"na ilişkin basın açıklamasında bulundu.
CHP Söke İlçe Başkanı Hüseyin Akkaya, Kristal İş Sendikası"nın başlattığı Şişecam işçilerinin grevi ile alakalı olarak AK Parti Hükümeti"nin uygulamalarını ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"ı eleştirdiği açıklamalarında önemli hususlara dikkat çekti.
Akkaya"nın okuduğu ve CHP İlçe Teşkilatı binasında gerçekleşen basın açıklamasında Söke Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Karakaş, CHP Söke Kadın Kolları Başkanı Nebahat Erten, CHP Söke Gençlik Kolları Başkanı Berkay Özdemir ve partililer de hazır bulundu.
“AKP HÜKÜMETİ GREV
KIRICILIĞI YAPMIŞTIR”
Açıklamasına Şişecam grevinin 60 gün süreyle ertelenmesinin gerekçesinin Milli güvenliği tehdit ettiği ve genel sağlığı bozuyor olduğunun belirtilmesine tepki göstererek başlayan Akkaya, “Bu süre içerisinde şişe ve camın yapılmaması Milli güvenliği nasıl tehdit ediyor? Genel sağlığı nasıl bozuyor? Anlamak mümkün değil. Ülkemizin bu sürede cam ve şişe rezervi yok mudur? Bu ürün ilaç ve besin ya da stratejik bir ürün olsa erteleme kararını anlamak, sağlığı ve güvenliği tehdit ettiğini düşünmek mümkün. İşçinin köylünün esnafın memurun yanında olmayan AKP hükümeti hem grevi erteletmiş hem de para babalarının yani işverenin yanına koşarak grev kırıcılığı yapmıştır” dedi.
“HÜKÜMET VERDİĞİ SÖZLERİ
YERİNE GETİRMİYOR”
Kristal-İş"e bağlı 5.800 işçi ve Şişecam"a bağlı 13 Fabrikada çıkan grevlerin cam işçisinin daha insanca yaşayabilmek için hak ettiğini alma mücadelesi olarak tanımlayan ve AK Parti Hükümeti"nin uygulamalarını yoğun eleştiri bombardımanına tutan Akkaya, “İşçiler, iş sağlığı tedbirlerinin yerine getirilmesinin derdindedir. Bu gün normal ortamlarda 40 derece sıcaklığa dayanamayan insanoğlu, devamlı 60 derece sıcaklıkta çalışan emeğini alın terine katan, gençliğini ömrünü bu uğurda veren cam işçisi rahatça yaşayabileceği bir ücretin peşindedir. Somada 301 canın ölümüne sebep olan ve gerekli tedbirleri almayan vahşi kapitalizm bu arada işçinin önüne daha fazla kar elde etmeyi koymaktadır. AKP hükümetinin verdiği sözleri yerine getirmediği herkes tarafından bilinmektedir. Soma işçilerine verdikleri sözü yerine getirmedikleri gibi ölümlere aldırmamazlıkla, itiraz edeni kapı önüne koymakla, binlerce işsizin kapı önünde beklediğini söylemekle, ölümlere, zor şartlarda çalışmalara isyan edeni gaza boğmakla, tekmelemekle, sakat bırakmakla, tomalarla üstüne yürümekle tehdit etmektedir” diye konuştu.
“CHP OLARAK İŞÇİLERİN
YANINDAYIZ”
2014 yılında yapılan araştırmalarda dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 1158 Tl olduğunu Şişecam"da ise işverenin 60 derece sıcaklıkta hayatını ortaya koyup çalışan cam işçisine 4 kişilik bir ailenin açlık sınırında yaşayacağı 1.190 Tl önerdiğine dikkat çeken Akkaya, “Ölme, sürün ücreti. Halbuki işçi 1.700 TL maaş istemektedir. Bu maaşı vermemek içinde işveren yukarıdaki tehdide komşu ülkelerde yatırımı olduğunu, orada işçi maliyetlerinin Türkiye"dekinin dörtte biri kadar olduğunu belirterek, eğer uzlaşmazsanız ve maliyetler artarak devam ederse fabrikaların tümünü taşıyabilirim tehdidinde bulunmuştur. Emek en yüce değerdir. Emeğe ve insana değer vermeyen AKP hükümeti ve onun taşeronları işçilerin bu haklı direnişi karşısında geri adım atacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Şişe cam işçilerinin kararlı haklı ve zorlu mücadelelerini destekliyoruz” dedi.
“BU DAVA HALK VİCDANINDA
KAPANMAMIŞTIR”
2 Temmuz Sivas Katliamı"nın üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen 35 kişinin yakılarak öldürülmesinin tetikçileri, teşvikçileri, koruyup kollayıcılarının halen ne doğru dürüst yargılandığını ne de hak ettikleri cezaya çarptırıldığının altını çizen Akkaya, “Sivas katliamını unutmayacağız. Unutturmayacağız. ülkesini seven devrimci ve demokrat tüm gücümüzle bu gidişe dur diyeceğiz. Halk vicdanında adaletin gerçekleşmediği her dava gibi bitmemiş ve kapanmamıştır, kanamaya devam etmektedir. Sivas katliamı sadece aydın ve ilerici katliamı, Türkiye"nin geleceğine bir saldırı değil mezhep savaşlarının başlangıç girişimiydi. Bu Katliamın 21. yılında İslam dünyasının çok geniş coğrafyasında mezhep savaşlarının kapıya dayandığını hepimiz görüyoruz.” şeklinde konuştu.
“ERDOĞAN"A DUR DEMEK
GEREKMEKTEDİR”
Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanlığına adaylığı açıklanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"ı, "Ben herkesi kucaklayan bir Cumhurbaşkanı olacağım" sözleri üzerinden eleştiren Akkaya, ”Başbakanlığa geldiği günden beri herkesi kucaklayacağını söyleyen bu zat yüzde 50"yi evde zor tutuyorum söylemleri ve eylemleriyle Türkiye"yi etnik köken temelinde geren, kendisinden yana olmayanı ötekileştiren, IŞİD gibi terör örgütlerine destek veren ve Türkiye Cumhuriyetinin temellerine dinamit koyan bir davranış içerisinde bulunmaktadır. Recep Tayyip Erdoğan mezhep ayrımcılığını hem içte hem dışta kullanmaktan hiç vazgeçmedi. Komşularımız da başlayan mezhep savaşları Türkiye ye sıçrayıp kardeş kardeşi kırma aşamasına gelmeden Recep Tayyip Erdoğan"a onun Cumhurbaşkanlığına onun hükümetine dur demek gerekmektedir.