Çevre mi?

Çocukluğumuzda bakkala gidip de bir şeyler almak istediğimizde, gazete kağıtlarından, hemen bir külah yapılır güler yüzlü bakkal amca külahın içine şekerleri koyardı.    

 

Toplanan gazetelerden kese kağıtları yapılır, dökülecek ağırca şeyler kese kağıtlara konurdu. Sağlıklı mı sağlıksız mı bu konulara girmek istemiyorum ama bugün nereden alınırsa alınsın, aldığımız maddeleri naylon torbalara koymak bir alışkanlık haline geldi. Her taraf naylon torba çöplüğüne dönüştü.

 

Yeryüzünü hızla tükettiğimiz için artık yer altına yöneldik. Günün birinde yer altındaki petrol dediğimiz maddede tükendiğinde petrole dayalı naylon torbadan da vazgeçilecektir.

 

Doğayı tüm gücümüzle tüketmeye devam edeceğiz. Daha da çok kirleterek.

 

Kese kağıtları zaman içinde kendiliğinden çürüyerek, doğada bir kalıntı bırakmadan yok olup giderdi. Ya plastik torbalar öyle mi? Binlerce yıl öylece kalıyorlar.

 

Gençlerde Büyük Menderes Akarsuyu’nun su akışını ayarlayan düzeneğin bulunduğu, Çalıköyü altına gitmiştik. Binlerce plastik boş ilaç kutusu ile karşılaştık. Atılan kutular suyun geçişini engelliyordu. Sonra da Menderes’te balıklar neden öldü, Yayın balıklarımız yok oldu diye hayıflanıyoruz. Zehir neden kullanılır diye kendimize sormadan.

 

Bu günde B. Menderese çeşitli kimyasallar bırakılmaktadır. B. Menderes zehirlenmeye devam etmektedir. İlimiz sınırları içinde bulunan yerleşim yerlerinin atıklarını taşımaya devam etmektedir. Sanayi atıklarını taşımaktadır.

 

Kağıt üzerinde alınmış olan kararlar, kağıt üzerinde kalmaktadır.

 

Bor tuzları nedeniyle B. Menderes Ovası’nın gün gelip te ürün yetiştirilemeyecek duruma geldiğinde çok geç olacaktır. Bu gün zaten gerekli uyarılar vermektedir. Kuyucak ve Karacasu ilçesinde meyve ağaçlarında kurumalar başlamıştır. 

 

55 belediye kuruluşundan ancak 4’ünde arıtma bulunmaktadır. Arıtma yapmak isteyen belediyelere gerekli destek sağlanmadığından, atıklarını B.Menderese akıtmaya devam etmektedirler.

 

Kendi arıtmalarını yapamayan belediyeler, yasal olarak yetki alanları içerisinde bulunan kuruluşları denetleme görevleri verilmiş. Kamu adına.

 

Oksijensizlik nedeniyle üç beş balıkta yarı baygın durumda yüzmeye devam edecek. Yaşamak ve yaşamını sürdürmek için. 

 

Dağlarımızda  artık Keklik sürülerine rastlanmıyor. Sabahları kalktığımızda yamaçlardan Keklik sesiyle uyanırdık. O sesleri özlüyoruz. Çekirge var diye DDT ile zehirlenen çekirgeleri yiyen dağ kuşlarını yok ettik. Şimdi ötmüyorlar. DDT’yi üretenler kendi ülkelerinde bu ilaçın zararlarını erken fark ettiklerinden yasakladılar, ancak bizim gibi ülkelere ellerindeki stokları ya satarak ya da hibe adı altında ellerinden çıkardılar. Kurtuldular. Doğal olarak ta yardım ettikleri yönünde propaganda yaparak insanlarımızın duygusal olarak etkilediler. 

 

Evinizi penceresinden şöyle dağlarımıza bir bakın. Yıllar önceki durumda mı diye. Orman alanlarının birer birer yok edilerek taşocaklarına dönüştüğünü seyrediyoruz.

 

ılan maden ocaklarında da aynı uygulamalar yapılmaktadır. Ormanlar kesilmekte yerlerine ocaklar açılmaktadır.

 

Bu izinler nasıl veriliyor. Dur diyecek yok mu? Evine yakacak temini için bir eşek yükü odun kesen vatandaşımız çeşitli yaptırımlarla karşılaşırken, bu duruma sessiz kalı

Önceki ve Sonraki Yazılar