"BU BÜTÇEYE 'EVET' DİYEN HERKES, ÇÜRÜTÜLEN YARGI SİSTEMİNİN AÇIKÇA MÜŞTEREK FAİLİDİR"
Bülbül, TBMM Genel Kurulunda 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi Görüşmeleri’nde konuştu.
CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Süleyman Bülbül, TBMM Genel Kurulunda 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi Görüşmeleri’nde; Yargıtay Başkanlığı ve Danıştay Başkanlığı’nın bütçeleri üzerine konuşma yaptı. CHP’li Bülbül şunları dile getirdi:
“ADALET, TOPLUMSAL VE SİYASAL MUHALEFETİ BASTIRMA ARACINA DÖNÜŞTÜ”
“Adalet Bakanlığının 2025 yılı bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum. Ancak bugün adalet sistemi, iktidarın çıkarlarını koruyan, toplumsal ve siyasal muhalefeti bastırma aracına dönüşen bir sisteme evrilmiş durumda.Ne yazık ki bu bütçe hakkı, hukuku, adaleti değil iktidarın çıkarlarını koruyan bağımlı yargının finansmanıdır. Sözlerime kendi adliyesini HSK’ya şikâyet eden Başsavcı İsmail Uçar’ın mektubundan bir kesitle başlamak istiyorum. ‘Kimi yargı mensupları her türlü kirli işi yapmayı kendinde hak görmeye başladı. Girdikleri kirli ilişkilerle FETÖ’cü hâkim ve savcılara rahmet okutur duruma geldi. Yargı içinde oluşmaya başlayan çete ve çetecikleri toptan yok etmemiz gerekiyor. Adalet mülkün temelidir. Adalet olmazsa devletler tarih sahnesinden silinmeye mahkum olur’ demişti İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar. Geldiğimiz noktada, Başsavcı Uçar’ın da sözünü ettiği ve hepimizin çok iyi bildiği bu çeteler, devletin adalet sistemini bir hastalık gibi ele geçirmiş, vatandaşın adalete olan inancını yerle bir etmiştir. Vicdanı ile cüzdanı arasında bir tercih yapmaya zorlanan, adaletle hükmetmek ile siyasi baskıya boyun eğmek arasında bırakılan bir avuç onurlu yargıç ve savcı bugün bu çürümüş adalet sisteminin aynı zamanda bir mağdurudur. Bugün adalet siyasetin baskısıyla, tarikat, cemaat iltisak ve iltimaslarıyla, liyakati terk edip sadakati gözeterek devletin her kademesine yaydığınız partizan kadrolaşmayla çürümeye terkedilmiştir. Adını ‘referans’ koyduğunuz torpil sistemiyle birlikte, en baştan şu cemaate bu derneğe iltisaklı kişileri yerleştirdiğiniz makamlarda adalet dağıtan yok. Hakyolcularla menzilcilerle yargıda yeni ‘FETÖ’yü yoktan var ediyorsunuz. Sizden olana başka sizden olmayana başka hukuk uyguluyorsunuz. Sonra çıkıp ‘aldatıldık’ diyorsunuz.
“YARGININ ÜZERİNDEKİ BU KARA LEKEYİ TEMİZLEMEK İÇİN NE YAPIYORSUNUZ”
14. yüzyılda ‘Devletler, kılıçla alınır adaletle korunur’ demiş Timurlenk. Rüşvete, iltimasa geçit vermeyen yargı mensuplarını bu çürümüş düzeninize uymadığı için oradan oraya sürmekle, disiplinle, soruşturmayla, iftirayla, terfi tenziliyle tehdit ediyorsunuz. Bu ülkede yolsuzluk, hırsızlık, usulsüzlük, ihaleye fesat karıştırma, yargı çeteleri, mafyalarla kol kola hakimler savcılar var. Bütün bunlarla kim mücadele edecek? Yargı mücadele edecek, değil mi? Soruyorum: Hangi yargı mücadele edecek? Anayasaya ve hukuka değil, kendilerini bu koltuğa oturtan muktedirlere sadakat yemini edenler mi mücadele edecek? Sizin yarattığınız bu ‘Adamına göre adalet’ sistemi bize ne getirdi? Bir örnek vereyim: Hollanda Merkezli Uluslararası Organize Uyuşturucu Çetesi ÇERUKE’nin ele başları Haziran ayında ülkemizde yakalandı. İçlerinde örgüt elebaşlarının da olduğu 82 yılla yargılanan 15 sanık, savcının tutuklama talebine rağmen mahkemece gece yarısı saat 02.30’da tahliye edildi Sonra tahmin edeceğiniz üzere, bütün sanıklar firar etti. İddia ne? Müfettiş raporuna göre, heyetin 750 bin dolar rüşvet karşılığında bu zehir tacirlerini serbest bıraktığı. Sayın Adalet Bakanına sordum dedim ki bunun aslı var mıdır? Verdiği cevapta; tahliye kararı veren mahkeme başkanı ve iki üyenin 3 ay görevden uzaklaştırıldığını ve sürecin devam ettiğini söyledi. İnkâr etmiyorsunuz hatta kabul de ediyorsunuz. Peki soruyorum: Yargının üzerindeki bu kara lekeyi temizlemek için ne yapıyorsunuz?
Türkiye uluslararası suç örgütlerinin geçit noktası değil operasyon üssü haline geldi. Türkiye, 2023 Küresel Organize suç endeksinde Avrupa’da 1. Sırada, 193 ülke arasında 14. sırada. Rapora göre Türkiye’nin en kötü olduğu alan ne biliyor musunuz? Devlet Bağlantılı Suç Aktörleri.
“BU BÜTÇEYE EVET DİYEN HERKES ÇÜRÜTÜLEN YARGI SİSTEMİNİN FAİLİDİR”
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün ‘Bir Bakışta Hükümet 2023’ raporuna göre Türkiye, yargıya güvende 38 üye ülke arasında 36’ncı sırada. Geldiğimiz noktada, Tayfun Kahraman, Can Atalay, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve daha nicesi hapishanelerde siyasi tutsakken parayı bastıran çeteler, mafyalar, silah kaçakçıları, zehir tacirleri bir gece yarısı sessizce tahliye olup firar ettiler. 4. yüzyılda ‘İçinden adaleti çıkarırsan, devlet büyük bir çeteden başka nedir?’ demiş Agustinyus.
Adaleti, failine göre tartıp muhalife yasak olanı yandaşınıza meşru kılan, adamına göre adalet dağıtan bu yargıyı, sizler 22 yıllık iktidarınızda yarattınız. Önceki bütçe konuşmamda da anlatmıştım: Führer’in hukuk danışmanı Hans Frank, Führer’e bir mektup göndermiş ve mektubunda ‘Sayın Führer’im hiç endişe etmeyin, savcı ve hâkimlere şöyle dedim: Karar verirken, anayasaya, hukuka, kanuna ve yönetmeliklere takılmayın… Führer benim yerimde olsaydı diye düşünün ve kararı öyle verin’ diyor. Gelinen nokta budur. Bu bütçeye evet diyen herkes, çürütülen ve siyasi tahakküme mahkum edilen yargı sisteminin açıkça müşterek failidir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.