Yılmaz ÖLMEZ
Gerçek Gazetesi
Son 2 yıl öncesine kadar küresel ısınma ve buna bağlı olarak da yağmurların yeterince yağmaması özellikle Aydın ve Denizli illerinde kuraklığa yol açmıştı. Denizli'deki Adıgüzel Barajı ile Aydın'daki Kemer Barajları"nda bir damla dahi su kalmazken, binlerce dönüm ürün sulanamamıştı.
Şimdilerde her iki barajda doluluk oranı yüzde yüz düzeyine ulaştı. Bu nedenle de Kemer Barajı"ndan enerji üretimi için su bırakıldı. Hâl böyle olunca da Büyük Menderes Nehri Aydın'ın batı bölgesinde taşkın verdi. Binlerce dönüm arazi şimdilerde denizi andıran görünüme bürünürken, “Cebimizde bir bardak çay içecek paramız yok, tarlalarımız denize dönüştü, bu şartlarda nasıl üretim yapacağız" diyen Sökeli çiftçiler isyan bayrağını açtı. Söke'nin en zengin ikinci köyü olarak bilenen Karacahayıt Köyü"nde Menderes Nehri"nin taşkın suları 3 bin dönümlük araziyi sular altında bırakırken, Menderes Nehri"nin şişkinliğine dayanamayan 2 sulama kanalı da patladı. Hâl böyle olunca da araziler deniz görünümüne büründü.  Aralık ayından bu yana aralıklı şekilde devam eden yağışlar Büyük Menderes Nehri"nin 7 kez taşkın vermesine yol açınca Koçarlı, Germencik, İncirliova, Söke ve Didim ovalarında on binlerce dönüm buğday ve yulaf tarlası sular altında kalmıştı. Suların yer yer çekilmeye başlaması pamuk ekim sezonu öncesi üreticiyi umutlandırırken, Kemer Barajı"ndan enerji için bırakılan su, bölge çiftçisini adeta elektrik çarpmışa çevirdi. Başta Burunköy olmak üzere Akçakaya, Pamukçular, Nalbantlar, Karacahayıt ve Çalıköyleri taşkın sularıyla kaplandı. Karacahayıt Köyü"nü genç ve yeni muhtarı Ahmet Ateş, "Menderes Nehri Aydın'ın batı bölgesinde hâlâ ıslah edilmedi. Benim yaşın 30 ve hâlâ Çine Barajı konuşuluyor. Bu havalenin zarar görmesindeki en büyük neden Çine Barajı"nın hâlâ su tutma seviyesine getirilmemesi. Son 2 yıldır banka ve piyasalara olan borcundan dolayı üreticimizin cebinde çay içecek parası kalmadı. Sadece benim köyümün hububattan gördüğü zarar 500 bin liradır. Köyümün genel borcu ise 5 milyon liradır. Köylümüz bu arazileri nasıl ekip, biçecek, nasıl para kazanacak? Bu tarlaya pamuk ekilmez. Ancak mısır ya da fasulye yetiştirilir. O ürünlerimize de domuzlar talan ediyor" dedi.
ÖZEKMEKÇİ, "SÖKE EN KALİTELİ PAMUĞA ÜRETSE DAHİ BORCUNU 3 YILDA ÖDEYEMEZ" DEMİŞTİ!
Son 2 yıldır yaşanan kuraklık Ege'nin pamuk başkenti Söke Ovası"nı derinden sarsmıştı. Ürününü kaldıramadığı için banka ve piyasalara olan borcunu da ödeyemez duruma gelen Sökeli üretici, evini, tarlasını satışa çıkarmıştı. Yaşanan küresel ısınmaya bir de küresel ekonomik kriz eklenince Sökeli üretici tarlasını, evini de satamaz duruma geldi. Söke Ovası Sulama Birliği Başkanı Necdet Özekmekçi geçen yıl Kasım ayında yaptığı bir açıklamasında Sökeli üreticinin banka ve piyasalara 300 milyon lira (300 trilyon) borcu olduğunu açıklamıştı. Özekmekçi son yaptığı açıklamasında bu borcun 400 milyon liraya yükseldiğine dikkat çekti. Özekmekçi, "Çiftçimiz elindeki traktörünü, tarlasını ve evini satıp borcunu ödemek istiyor, ancak alıcı yok. Söke'de 1 dönüm arazinin değeri 7-8 bin lira olmasına rağmen 2-3 bin liraya alan yok. Sökeli çiftçi 3 yıl boyunca en kaliteli pamuğu yetiştirse, Tariş en yüksek fiyatı verse dahi bu borcunu 3 yılda ödeyemez" şeklinde açıklamalarda bulunarak, Söke tarımının içler acısı halini dillendirmişti.