Sayın Ali Sarayköylü son günlerde, ısrarla Golftaş diye bildiğimiz yerleşkede 2500 konut ve 18 delikli 2 golf sahasının su problemiyle ilgili yazılar yazıyor, haklıdır...

Genel anlamıyla baktığımızda dünyada insanoğlunun tükettiği su miktarının yarısı kadar miktar su; golf sahalarının sulanması için kullanılıyor. Çok büyük bir miktar...

Ve; sanılanın aksine Türkiye su zengini bir ülke değil. Çok fakir de olmamakla beraber, orta grupta sınıflandırılabilir. Son zamanlarda mevsimsel değişmelerin yaşandığı dünyamızda insanoğlunun su ihtiyacı giderek önem kazanacak gibi görünüyor.

Bölgemiz ekseninde konuyu ele alacak olursak; böyle bir yatırım yapılmadan önce gerekli fizibilite çalışmaları, etütler yapılmıştır muhakkak! Yeraltı sularının giderek çekilmesi, kullanımda yer üstü sularının stoklanması ihtiyacını arttırmıştır.

Yani; “demem o ki” Söke’nin üzerindeki bu yerleşkede legalliği de tartışılan bir gerçek var. Bu konu yerel yöneticilerimizin de gündeminde olmalı diye düşünüyorum. Meseleye benim yaklaşımım çözüm odaklı. Bildiğim kadarıyla DSİ’nin bu bölgede tespit edilen küçük bir baraj sahası var. Bu gündeme getirilebilir. Ayrıca fiziki açıdan ne kadar uygundur bilmiyorum ama, Söke arıtmasından çıkan atık suyun golf tesisinin çim sulamasında kullanılması durumu olabilir mi? diye, ayrıca bir önerim var. Mühendislerin ilgi alanı olan bu konuyu gündeme getirmek istedim.

Sözün özü; orada günde 500 ton kullanımı çok cüzi bir miktar ve inandırıcı değil. Söke’nin zaten potansiyel temiz su meselesi var. Suyu kullanan bedelini ödemeli, halkın suyunu gasp etmemeli, kendisinden kaynaklanan problemi de, Sökeli’nin hakkını hukukunu gözeterek çözmeli...

(Not: Sayın Ali Sarayköylü’ye böylesine önemli bir konuyu gündeme taşıdığı için bir Sökeli olarak teşekkür ederim. Aklına, kalemine sağlık...)