Dış ödemeler dengesindeki açık büyüyor, büyüdükçe Türkiye küçülüyor.
Çünkü Türkiye üretmiyor, tüketiyor. Üstelik kendi ürettiğini değil... Borçlanarak satın aldığı yabancı mallarını tüketiyor.
İthalat, ihracattan her zaman, üç-onbeş adım önde.
Çünkü sürekli satın alıyor Türkiye...
Gümrüğünü kaldırmışsın, eteğin mini...
Devletini küçültmüşsün, koruma araçlarını sıfırlamışsın.
Ve bütün bunları halka “modernlik” olarak yorumlayıp yutturmayı meslek edinmişsin… Ayvayı, dilimi ile değil, tümüyle ısırmışsın, çiğniyorsun, boğazına düğümlenmiş ayvayı... Yutamıyorsun bir türlü... Yutturamıyorsun!
Aslında söz konusu olan “Ayva”!..
Eloğlu bu, ne yapacağı belli mi?..
Mini eteğin “firikik” veriyor. Eloğlu, tek vuruşta mı halletsem; çift vuruşla mı terletsem taktiğinin seçimi ile meşgul...
Açık mı?..Dış ödemelerde [de] veriyorsun, iç  ödemelerde [de] veriyorsun.
- Ne veriyorsun?..
- Şimdilik açık veriyorsun...
- Sonra?
- Sonra, eloğlu ne isterse onu, nasıl isterse öyle... Vereceksin!..
- Peki, var mıdır bunun çaresi?
- Vardır.
- Nedir?
- Üreteceksin!
Ulusal çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan “Milli Hükümet”ini kuracaksın.
Sonra?
Sonrası malum.
Yedi düvel peşine takılacak, 1020’lerde olup bitenlere kinaye...
O zaman Samsun’dan başlatmıştın milli mücadeleyi; bugün her yerden birden başlatacaksın.
Ne yapalım, bağımsızlık böyle gerektiriyor, diyeceksin.
Deyip güleceksin; deyip geçeceksin.
Aksi halde mi?..
Aksi hal diye bir şey yok.
Bıçak kemiğe dayanmışsa... Ve bunun acısı tüm bedenine yayılmışsa... “aksi hal” na-mevcut!..
Dış ödemeler dengesindeki açığı, ülkenin topraklarını satarak kapatamazsın.
Ülkeyi üçe beşe bölerek, borçlarını ödeyemezsin.
Milletin zenginliklerini yabancılara haraç mezat pazarlayarak hiçbir yere varamazsın.
Türkiye’nin dinci, mukaddesatçı, yenilikçi, Avrupa Birlikçi, Amerikancı, İslamcı, Fettullahçı, neo-liberal, yerel yönetimleri federe yapıp, merkezi yönetimi madara yapmaya kendisini adamış, federal yapı regülatörü, hem takunyalı/ hem takiyeci,  hem demokrat ve hem de psiko-çata-pat yöneticileri eli ile içine itildiğin çıkmaz sokakta yolunu bulamazsın...
Milli çıkarlarına sahip çıkmadan,
Milli sınırlarını korumadan,
Milli bütünlüğünü korumadan,
Milli ekonomini kurup, güçlendirmeden,
Millet olamazsın, milletini koruyamazsın.
Var olamazsın.
Şu temel noktalarda bir anlaşabilsek...
Gerisi kolay; gerisi çorap söküğü...