DURMUŞ TUNA
BEN AKP'Lİ OLDUM...
Pazartesi günü, Didim dönüşü yol üzerindeki Söke Kırçiçeği Restoran'da iftar açmak için gitmiştim.
Bir de ne göreyim AKP'li arkadaşlar da orada.
Kimler yoktu ki?!
AKP'den bir kez belediye başkan adayı ve iki kez de milletvekili adayı olmuş Metin Yavuz, Abdullah Yeniusta'nın ilçe başkanlığı döneminde AKP Söke İlçe Yöneticiliği yapmış, bir kez de AKP Söke İlçe Başkan Aday Adayı olmuş Tamer Makaraç. Masada Sökespor yönetici Cem Sazalan, Ümit Akpınar ve Adnan Büyüktürkmen'de vardı.
Restorant hınca hınç doluydu. Selam verdim ve biraz da kendimi zorla buyur ettirdim. Amacım bir gün önceki olaylı Sökespor Kongresinde Söke Belediye Başkanı Süleyman Toyran ile tartışma yaşayan aynı zamanda da Sökespor Kulüp Başkanlığına seçilen Tamer Makaraç'tan bilgi almaktı. İftar sonrası Sökespor yönetimi ilk toplantısını yapacaktı ve toplu istifa söylentileri yapılıyordu. Böyle bir gelişme var mı öğrenmek istiyordum. Toplantı öncesi açıklama yapmasının doğru olmayacağını söyleyen Makaraç'ın yaklaşımına saygıyla yaklaştım ve bir daha konuyu açmadım. (O gece toplu istifa yaşandı)
Orada hemen yan masada hatta konuşmalarımızı bile duyabilecek mesafedeki masada da televizyoncu E.Ö., AKP Söke İlçe Yöneticisi eşiyle birlikte yemek yiyordu. E.Ö.'nün eşi de şuanda AKP Söke İlçe Yöneticisi dedim değil mi?
Metin Yavuz ile mahkemelik bir aile anlayacağınız Ö.'ler!
Metin Yavuz'un yakın arkadaşı olduğu için Tamer Makaraç'a da düşman olan E.Ö. kulak kabartmış bizi dinliyordu.
Özellikle Metin Yavuz'un;
"AKP ile neden uğraşıyorsun?
Milletvekillerimiz Aydın'a ve Söke'ye hizmet için çalışıyorlar.
Ağır eleştirilerini hak etmiyorlar.
Haksızlık yapıyorsun.
Adil davranmalısın.
Başka partilere yönelik eleştirilerini hiç görmedim.
AKP düşmanlığı yapıyorsun." şeklindeki şahsıma yönelik eleştirilerini duymuş olmalı.
Çünkü kulağı da gözleri de radar gibi fırfır dönüyordu.
Buna rağmen yani E.Ö. ve eşine rağmen siyasi geleceği olan Metin Yavuz'un beni buyur etmesi beyefendiliğinin yanısıra yanlış bir insan olmadığının göstergesidir.
Hem de E.Ö.'nün eşinin de Metin Yavuz ve Tamer Makaraç'a muhalif olan Söke İlçe Başkanı Fatih Gürer'in yönetiminde olmasına rağmen beni masasına davet etmek her siyasetçinin harcı değildir.
"Çekinmiyor musun" dediğim de "yanlış bir şey yapmıyorum ki" dedi.
"E.Ö. şimdi bir sürü yalan yazar, iftira atar, seni şikayet eder" dediğimde de "İyi işte! şuanda bile partim için, partimin milletvekilleri için, Aydın ve Söke için siyaset yaptığımı açıklama fırsatım olur. Sonuçta senin bizi hedef alan, yıpratmaya yönelik yazılarına bir son vermen konusunda iknaya çalışıyorum. Bu da bir hizmettir. Ramazan mübarek günde doğru yolu görmen için çalışıyorum" demişti.
Güldüm ve uyarıları için teşekkür ettim.
Şimdi ise üzülüyorum.
Kendimi zorla masaya davet ettirdim ve mahkemelik olduğu EÖ.'nün eline malzeme verdirttim.
Neler yazdılar ve sipariş üzerine Aydın basınına neler yazdırttılar neler!
İftiralar!
Karalamalar!
Alçakça kustular kinlerini...
Yazık çok yazık!
Siyasete bak! kin duygusuna bak!
Sayın Metin Yavuz beni iftar sofrasında ikna edememişti ama sırf şu kötü niyetli insanlar yüzünden Ramazan ayı bitene kadar AKP ve AKP Aydın milletvekilleri için olumsuz bir şey yazmayacağım. Hatta olumlu haberlerini de manşete taşıyacağım. Söz vermiyorum ama elimden geldiğince yapmaya çalışacağım. Özellikle de rican üzerine Abdurrahman Öz'ü geç (nedense kanım ısınmadı sayın Öz'e) ama Mehmet Erdem'i ve Mustafa Savaş'ı eleştirmeyeceğim.
Konuştuğumuz gibi; Mustafa Savaş ve Mehmet Erdem Söke Sağlık Yüksek Okulunu Söke'de bırakacak. Bu konuda AKP'li üç milletvekili ile de görüşecekleri sözünü Metin Yavuz'da Tamer Makaraç'da verdi.
E.Ö. fırsatçısına duyurulur!
Senin yüzünüzden Ramazan ayı boyunca AKP'li olmak durumundayım şimdi gördün mü?
Ah E.Ö. beni zorla AKP'li yaptın ya alacağın olsun!