Bafa Gölü Çalıştayı sonuç bildirgesi açıklandı

Bafa Gölü Çalıştayı sonuç bildirgesi açıklandı

Bafa Gölü’nü kurtarma ve yaşatma platformu tarafından gerçekleştirilen “Bafa Gölü’nün Ekolojik Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı”nın sonuç bildirgesi açıklandı.

Platform üyesi Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) tarafından açıklanan çalıştayın 20 maddelik sonuç bildirgesi şöyle: “ 1-Bafa Gölü ve çevresinde son on yıl içerisinde çok ciddi-yaşamsal tehlike boyutlarına ulaşan ekolojik kayıplar ve kirlilik söz konusudur. 2-Bafa Gölü’nün kirlenmesinin en önemli nedeni B. Menderes nehrinden taşınan kirlilik ve göl ile B. Menderes arasına yapılan ve gölün doğal su döngüsünü ve dengesini bozan SEDDE’nin yapılmış olmasıdır. 3-Bafa Gölü’nü besleyen de kirleten de en önemli su kaynağı B. Menderes nehridir. B. Menderes nehri Bafa Gölü’nden 530 km uzaklıktaki Afyonkarahisar ili Dinar ilçesi Suçıkan mevkinden kaynak oluşturur. B. Menderes nehrinin oluşturduğu menderesler; yıllardır Afyon- Denizli-Uşak- Aydın il ve çevresindeki yerleşim alanı, tarım alanı ve sanayi kuruluşlarının atık bırakmaları sonucu adeta atık alanına dönmüştür. Kirletilmiş B. Menderes nehrinin getirmiş olduğu iç ve dış yükler (azot, fosfor vb.) gölün kışın köpürmesine, yazın ise gölün daha çok Gölyaka -Kapıkırı kesimlerinde bezelye çorbası kıvamında yeşil bir renk almasına neden olan alg çoğalmalarına sebep olmaktadır. 4-Bafa Gölü’ndeki; organik ve kimyasal kirlilik sonucunda gölün su içi ve su yüzeyinde oluşan değişimler köklü çözümleri gerektirmektedir. Bafa Gölü’nde oluşan ve her yıl giderek çok önemli sorunlara yol açabilecek olan alg çoğalmaları, Bafa Gölü’ne zaten kirli olan B. Menderesin suyunun verilmesiyle önlenemez ve bu tür kirlilik oluşumlarına dönemsel biyolojik olaylardır denilemez. 5-Bir zamanlar insanların yüzebildikleri, suyundan çay demleyip içebildikleri, tarımsal ürünlerin yetiştiriciliğinde suyundan yararlandıkları Bafa Gölü; yazında kışında kirlilikten kokmaktadır. Su ve gıda kaynaklarının azalması sonucunda, su ve gıda ile bulaşan hastalıklarda da artış olacağı bilinmelidir. 6-Bafa Gölünde kirlilik göstergelerinden olan mavi-yeşil alg ( siyanobakteri) türünün belirlenmesi için Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü ve SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi akademisyenleri; üst seviyedeki moleküler yöntemlerle tanılanması amacıyla DNA izolasyonu yapmışlar ve göldeki türün Nodularia Spumigena olduğunu belirlemişlerdir. Bu durum, bu tür alglerin sakıncaları ve yapılması gerekenler Aydın ve Muğla illeri valiliklerine bildirilmiş ve EKODOSD -Bafa Belediyesi işbirliği ile Bafa da halkı bilgilendirme toplantısı yapılmıştır. Daha sonrası; valiliklerin ve ilgili kurumların yapmış oldukları analiz sonuçları da bu durumu-türü teyit etmiştir. Bu türün çevre sağlığı yönünden son derece tehlikeli olduğu literatürlerde de belirtilmesine rağmen, göle; kirli olan B. Menderesin suyunun verilmesinden başka bir önlem alınmamıştır. 7- Bafa Gölü’nde tarımsal atıkların (gübre-böcek öldürücü, karasu), aşırı avcılığın, balık üretim ünitelerinin atıklarının ve balıklandırma çalışmalarının olumsuz etkileri olmaktadır. Gölde hayalet avcılık yapan unutulmuş/kaybolmuş/atılmış ağlar da balıkların üretim-büyüme-gelişmesinde sorunlar oluşturabilmektedir, dolayısıyla da göl içerisinde adeta batık oluşturan bu ağların ivedi temizlenmeleri gerekmektedir. Bu konuda (hayalet ağlar) balıkçılar bilinçlendirilmelidirler. Balık stoklarının belirlenip avcılığın kontrol altına alınması sağlanmalıdır. 8-Bafa Gölü’nü kirleten nedenler bilinmektedir. Gölü besleyen ve ana kirletici unsurların başında yer alan Büyük Menderes mutlaka temizlenmeli ve kirletilmemelidir. Gölün yıllardır bilinen sorunlarının çözümü de bellidir. Çözüm gölün öncelikle Mekanik ve Biyolojik yöntemlerle temizlenmesinde, kirletilmemesi için önlemler alınmasındadır. Bu önlemlerde öncelik, gölün temizlenerek (göl tabanının, birikim (siltasyon) temizlenmesi), B. Menderes’ten ve göle ulaşan tüm akış sularının göle ulaşım yerlerinde kurulacak doğal arıtmadan geçirilmesi ve gölün su akışının (devrinin) sağlanması gerekmektedir. Yazın buharlaşma dönemlerinin yoğun olduğu dönemlerde göl su seviye kalitesine bağlı olarak, göle temiz su verilmelidir. 9-Gölün sorunları ve bu sorunların çözümleri de belli olup öneriler bilimsel literatürlerle de desteklenmektedir. Zaman geçirilmeden, üniversiteler ve kurumların işbirliğinde çözüm için girişimlerde bulunulmalıdır. 10- Bunların yanı sıra Bafa Gölü’nün gelecek kuşaklara taşınması için yapılması gerekenler; sürdürülebilir çevre yönetimi için, hâlihazırdaki çevre sorunlarının çözümü konusunda politikalar geliştirilmeli ve özellikle yerel yönetimlerin çevreyi korumaya yönelik etkinliklerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi önerilmektedir. Bu konuda başarılı olunması için; doğa alanlarına özelliklerine duyarlı olmak, bütüncül yaklaşım, zamansal süreklilik, edinilen yeni bilgiler sonrasında oluşan koşullara uyarlanabilmek, geçmişte oluşan doğa-tarih ve kent kimliklerini zenginleştirmek, Bafa ve yöresinin tarih ve kültürünün gelişmesine katkıda bulunmak önem taşımaktadır. 11-Bafa Gölü yönetimiyle ilgili eylem, koruma ve gelişme planlarının oluşturulmasında ve bu planların uygulanmasında, yerel ve ulusal sivil toplum kuruluşları yanı sıra havza alanlarını kullananları temsil eden yerel birlikler etken rol almalıdırlar. Bakanlıklar ve bağlı taşra teşkilatları, valilik ve belediyelerin bu kuruluşlara sorumluluk ve yetki vermeleri, göl havzasının-çevrenin korunması ve bu alanlarda yapılacak uygulamaların daha başarılı olmasına yol açacaktır.
12- Doğal sulak alanlarda kıyı çizgisi ve kıyı kenar çizgileri ihlal edilmemesi gereken alanlar olup her hangi bir yapılaşmanın yapılmasına izin verilmemelidir. Ekoloji ve ekonomi denge koşulu çok önemli bir kuraldır. Ekoloji varsa, ekonomi vardır. Zaten Bafa Gölü ekolojisi yok olursa Bafa Gölü Ekonomisi de yok olacaktır. Bu nedenle; Ekonomi ve Bölgesel Kalkınma Hedeflerine erişmekte ve sosyo-ekonomik kalkınma için uygun seviyede su güvenliğine ulaşmada yaşanan zorlukları bilinmektedir. Kural ekolojik alanların doğasını bozmadan; neyi, nereye, niçin yaptığımız çok iyi düşünülmeli ve planlanmalıdır. Özellikle de enerji ve gıda güvenliği ile ilgili yörenin kalkınması için geliştirilmiş olan projeler (HES’ler, SEDDE vb.) suyun doğal akışını engelleyen ve gölün beslenmesine engel olan girişimler olmamalıdır. Ekonomik olarak güçlü, çevresel olarak sürdürülebilir ve sosyal olarak hakkaniyetli olacak şekilde, su depolama, sulama, enerji üretimi, turizmin gelişimi, su baskınlarına hazırlık durumu ve önleme de dahil olmak üzere, çok amaçlı yeni altyapıların kurulması ve mevcut olanlarının da gözden geçirilmesi gerekiyorsa güçlendirilmesi ve iyileştirilmesi için çalışılmalıdır.
13-Hızla artan nüfusları ve değişen tüketim ihtiyaçları Bafa Gölü Havzası gibi doğal sulak alanlardan daha çok yararlanma isteklerindeki artış dikkate alarak, yeterli gıdanın sürdürülebilir üretimini gerçekleştirmek, özellikle kırsal alanlarda yaşam standartlarını iyileştirmek ve uluslararası kabul görmüş kalkınma hedefleri ve diğer ilgili uluslararası taahhütler/anlaşmalarla tutarlı ve uyumlu olarak yoksulluk ve açlığı ortadan kaldırmak için tedbirler alınmalıdır. Bu doğrultuda uygun şekilde, sulama şebekeleri kurma ve tarımda yağmur suyundan yararlanma da dahil olmak üzere; su talep yönetimini ve tarım için su kullanımının üretkenliğini ve etkinliğini iyileştirmeye, bunların yanı sıra, tarımsal üretkenliği arttırmaya ve suyu korumaya gayret edilmelidir. Göllerimiz su üreten fabrikalar ve dere ve çaylarımız da onların taşıyıcı-temizleyici damarlarıdır. Bu nedenlerle, sulak alanları besleyen kaynaklar üzerine gölet, baraj, regülatör vb düzenlemelerde öncelikle göllerin korunması gereklidir 14-Doğal sulak alanlarımızın çevresindeki çalışmalarda “bin defa ölçüp, bir defa biçilmelidir”. Çünkü doğal alanlara yapılan tahribatların, tür kayıplarının, örneğin balıklandırmada olduğu gibi geri dönüşümü imkânsız olmaktadır. 15-Göllerin kullanım amaçları ve öncelikler belirlenmeli. Mutlaka ulusal su politikası oluşturarak, SU YASASI çıkarılmalıdır. Su sektörünün yönetimini ulusal düzeyde iyileştirmek için, uygun olan hallerde, kurumsal su yönetim reformunu teşvik etmeyi, su yasaları ve düzenleyici çerçeveleri güçlendirmeyi, yasaların uygulanmasında siyasi ve idari sorumlulukları arttırma ve etkin yaptırımlar sağlanmalı ve suyla ilgili politikaların, düzenlemelerin ve uygulamaların yürütülmesindeki bilimsel bakışı, dürüstlüğü, karar alma süreçlerinde şeffaflığı sağlamayı, suyla ilgili tüm paydaşların katılımını güçlendirmek amaçlanmalıdır.. 16- Sulak alanlar, çoğu kez çok yanlış bir uygulama olarak tarım alanı açmak amacıyla kurutulurlar. Ancak, kurutmanın üzerinden bir süre geçince, bu alanlardan kazanılan toprakların; yanarak, çökerek ya da tuzlanarak elden çıkması kaçınılmazdır. Havzada alan kullanımında, tarım sahalarının belirlenmesinde bilinçsiz davranılmamalıdır. Saha kullanımında dikkatli olunmalı ve yasalar göz ardı edilmemelidir. Erken uyarı sisteminin tesisi - geliştirilmesi, dayanıklı anaç kullanımı - sertifikasyon çalışmalarına hız verilmeli ve tarımda damla sistemi zorunlu olmalıdır. Ayrıca; göl kıyısındaki hayvanların yaşam ortamı olan sazlık ve ılgınların kuruması, tuzluluğun atması, biyolojik üretkenliğin azalmasına neden olacağından göl çevresinde kuşak çalışmalarına yer verilmelidir. 17-Sulak alanlarda en büyük su kayıplarının bir diğer nedeni buharlaşma olup havzadaki vejetasyonun korunmasının yanı sıra nem tutucu ağaçlandırmalara yer verilmeli, yapılaşmanın oluşturduğu erozyon engellenmelidir. 18- Eğitim; insanların yaşadığı ortama ve diğer insanlara olan sorumluluğu öğretilmelidir. Öncelikle yöre halkı doğal zenginliklerine, suyuna sahip çıkmalıdır. Günü kurtarmak yerine, gelecek nesilleri düşünmelidir. Gölün doğal dengesi (ekolojisi-bitki-hayvan topluluğu) korunmalı, göldeki yüksek su bitkilerinin sınırlı-kontrollü temizliği yapılmalıdır. 19-Bafa Gölü’nün biyolojik çeşitliği, su kalite ve seviyesi, batı metrik özellikleri, beslenimi ve avcılıkla ilgili yapılacak araştırmalarda yıl boyunca süreklilik gerekmektedir. Bu nedenle Bafa Gölü‘nde farklı disiplinlerle birlikte yapılacak araştırmaların sürekliliğinin sağlanmasına, Sürdürülebilir Göl Yönetimi ile ilgili olarak GEKA, Avrupa Birliği gibi ulusal ve uluslararası destekli projeler yapılmasına önem verilmelidir. 20- Milas da düzenlen bu gibi bilgi şölenlerinin en önemli işlevleri, çeşitli kurum ve kuruluşları temsil eden kişilerin bir süre için birlikte olmalarını gerçekleştirerek, bu kişilerin yaptıkları çalışmalar ve bunların sonuçları üzerinde bilgi alışverişinde bulunmalarını sağlamaktır. Bu tür çalışmalara daha çok yer vermek suretiyle Bafa Gölü için bu gün için yetersiz sayabilecek bilimsel çalışmaların artması ve şimdiye kadar yapılan çalışmaların bir arada toplandığı veri bankası oluşturulması sağlanabilir. Günümüz paylaşımlarında aktif olan web sitesinin kurulması ve acil çözüm bekleyen ve hassas olan Bafa Gölü gündemde tutulması özellikle önem arz etmektedir“

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.