Aydınlık için bir adım daha ileri

“Devrimin en hızlı koşuculuğundan" vazgeçtik. Sanattan, edebiyattan, resimden, müzikten. Sağlıklı gelişmeleri için spordan da vazgeçtik. Bilinen tüm insani güüzelliklerden. İnsanı insan yapan değerlerden. Tek yaptığımız yarışatları gibi yarıştırıyoruz çocuklarımızı. Milli Eğitim sınavları, dersahane sınavları, üniversite sınavları. 15 milyon çocuğumuzun hepsini de bilgisayar mühendisi yapacağız. Bütün yarış bu.

1980 darbecilerinin en önemli hedeflerinden biri a politik bir kuşak yetiştirmek idi. Bunda da çok iyi başarı sağladılar. Kuşak a politik, parasalcı, bireyselci, pop kültürcü Özal çocukları. Kayıp çocuklar.

Günümüzün yüzde 80’i Adliyede geçmekte iken, sohbetler, şakalaşmalar ve yer yer ateşli konuşmalar içerisinde tüketiyoruz en değerli zamanlarımızı.

Geçende dışarıdan gelen bir meslektaşımızla bir arkadaşımız politik sohbetlerine kulak misafiri oldum. Karışmadan duramadım. İdeolojiniz nedir diye sorduğumda, “Ben hümanistim, herhangi bir ideolojim yok” dedi.

Hümanistim diyor, hümanizmanın tarihsel kökenini bilemiyor. Kapitalizmin, küreselleşmenin ve vahşi sömürünün varlığına karşı çıkmadan hümanizmayı sovunuyor.

Va ütopyanız diye sorduğumuzda gençlerimizin çodu ütopyanın ne olduğunu anlayamıyor. Oysa sözlük anlamı ile felsefe yönünden anlamını iyi bilmek gerek.

Konumuza dönersek, eğitimli insanların bile tarihsel açıdan siyasal düşünce tarihinden, TOPLUMLARI DERİNLERDEN ETKİLEYEN İDEOLOJİLERDEN HABERLERİ YOK! Ya eğitimsiz olan insanlarımız ne yapsın.

Güncel ve popüler olanın peşinden gidiyorlar. Kendi geleceklerini belirleme yönünden eylem içerisinde bırakın eylemi düşünce içerisinde olamıyorlar.

Kendi yaşadıkları ülkelerindeki mevcut hukuk ve siyasal sitemden bile haberleri yok. Öyle bir toplum yaratılmış ki, emek sermaye çelişkisinin bile ne olduğunu bilmiyor. Sağda mı yoksa soldamı bi haber.

Eğitimlisi eğitimsizi ortada, kararsız. İşte seçimlerde de siyasi iktidarı belirleyen bu tür seçmenler. İdeolojileri olmayan kararsızlar. Bir anda karar veriyorlar ve ülkenin geleceğinde söz sahibi oluyorlar.

İşte bu seçmen tipinin yarattığı yüzde 47’lik AKP bu haliyle ülkenin aydınlık geleceğini ortaçağ karanlığına ve düşünsel yapısına çevirmeye kalkıyor. Ve bir takım sömürü sistemi yanlısı meslek kuruluşları ve sarı siyah sendikalar itidal çağrısı yapıyorlar. Kime mi, iktidarından muhalefetine herkese. Bu çağrıya haklı olarak DİSK ve KESK katılmıyor. Çünkü çağrı yanlış yöne yapılıyor. İktidarın karanlığı ile ,muhalefetin aydınlığı aynı kefeye konuluyor.

Oysa, daha kendi geleceğinin belirlenmesinde söz sahibi olamayan insanların oyu ile iktidara gelip ülkenin yüzünü karanlığa çevirmeye çalışan siyasi iktidara karşı bu çağrının yapılması gerekir.

AYDINLIK SAVUNUCULARI,

SÖMÜRÜSÜZ BİR DÜNYA SAVUNUCULARI,

GERÇEK DEMOKRASİ VE TOPLUMCU EMEK SAVUNUCULARI BULUNDUKLARI VERDEN BİR ADIM DAHA ÖNE ÇIKMALARI GEREKİR, ASIL BİR ADIM GERi ATACAK OLAN SİYASİ İKTİDARIN KENDİSİDİR.

HATTA TOPLUMU GEREREK BU AŞAMAYA GETİRDİKLERİ İÇİN ASLINDA ON ADıM GERİYE GİTMELERİ GEREKİR.


Önceki ve Sonraki Yazılar