Aydın Tabip Odası maden işçilerini andı “Madencilik ve taş ocakçılığı iş

Aydın Tabip Odası maden işçilerini andı “Madencilik ve taş ocakçılığı iş

Aydın Tabip Odası maden işçilerini andı “Madencilik ve taş ocakçılığı iş kazalarında başı çekiyor”

Gerçek Gazetesi
İmdat GÜÇLÜ
Aydın Tabip Odası Başkanlığı Soma"da yaşamını yitiren maden işçilerini andı.
Yapılan taziye açıklamasında Soma"da yaşanan kazanın, bugüne kadar yaşanan en fazla ölümlü maden kazası olduğu ifade edildi.
Aydın Tabip Odası kazada ölen işçilere rahmet, yaralı işçilere şifa, yakınlarına sabır ve baş sağlığı dileyerek, şu sözlere yer verdi, “Dünyada her bir dakikada 650 iş kazası meydana geliyor, ortalama 4 kişi iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle kaybediliyor. Dünyada yılda iş veya meslek hastalığı yönünden 2,5 milyon insan ölüyor. İş kazaları ve meslek hastalıklarını olmadan önlemek önemlidir. Madencilik ve taş ocakçılığı iş kazalarında başı çekiyor. Türkiye"de 1941 yılından beri meydana gelen maden kazalarında 3 binden fazla işçi öldü. Son 10 yılda Türkiye"de 11706 işçi hayatını kaybetti. 2013 yılında günde ortalama 4 işçi öldü. Türkiye"de iş kazalarına bağlı ölümler AB ülkelerine göre 8,5 kat, maden kazalarında ise 30 kat fazladır. 2014 yılının ilk 3 ayında toplam 276 işçi ölmüş iken, 13.05.2014 tarihinde Soma"da “Soma Holding"e “ait kömür madeninde meydana gelen kazada şimdilik 282 madenci ölmüş, halen 120 kadarı da göçük altında kurtarılmayı beklemektedir. Bu maden faciası şimdiye kadar Türkiye"nin yaşadığı en fazla ölümlü maden kazasıdır.
2 yıl önce bu işletme sahibi, Türkiye Kömür İşletmesi burada 1 ton kömürü 140 dolara çıkarırken, şimdi kendilerinin 23 dolara çıkarmaya başladıklarını ifade etmişlerdir. Yine bu maden de 4 ay önce yapılan denetimde bir sıkıntı görülmemiş, her şey mevzuata uygun saptanmıştır. İşte Soma"da meydana gelen maden kazasının sebebi ucuz iş gücü, taşeronlaşma, denetimlerin yeterli ve yerinde yapılmamasıdır. Bu bir iş kazası değil cinayettir. Soma"da ki katliamın sorumluları bellidir.
İş sağlığı ve iş güvenliğini tamamen maliyet unsuru olarak gören ve maksimum kar elde etmek için en acımasız üretim süreçleriyle işçileri çalıştıran ve bu işletmelerde yeterli denetim yapmayanlar bu cinayetlerin sorumlularıdır. Özelleştirme, taşeronlaştırma programlarını sürdürenler maliyeti düşürmek için işçilerin hayatına kast edenler, onlara cesaret verenler daha önceki maden kazalarını sözleriyle ve icraatlarıyla aklayanlar iş güvenliği yasasıyla iş yerlerinde denetimleri bile özelleştirenler Soma"da ki katliamın faalidir ve hesap vermelidir.
Maalesef hesap vermek dışında adeta toplumla alay edercesine maden kazalarında ölenler “güzel öldü”, “bu ölüm şekli tatlı ölümdür”, bu ölümler “iş doğasında olan ölümler” söylemleri edenlerin vicdani duygularını sorgulamak gerektirecek kadar ağır ve insan onurunu küçük düşüren söylemlerdir. Ülkemiz son yıllarda sürekli şekilde yüksek perdeden şiddet söylemi, tüm kesimleri farlılıklarına göre ayrıştırma ve çatıştırma politikaları ile yönetilmektedir. Yaşanılan enflasyon, işsizlik, geçim sıkıntısı, eğitim, sağlık problemleri, ülkede kurumlar arası güç kavgası ve yetkinin giderek tek elde toplanmaya başlaması, hayatın her aşamasında şiddet ve dışlanmışlık insanları ister istemez gerilime sokmakta, ülkenin normal yaşam koşulları giderek bozulmaktadır.
İnsanların normal yaşam ve iş koşullarına müdahale dışında, acılarını yaşama, paylaşma ve protesto etme hakkı bile yasaklanmaktadır. İnsanlarımız bu acılarını yaşamak isterken kimi dili ile kimide ayağı ile milleti dövüyor, tekmeliyor.
İnsanlarımız “maden de grizu gazı” “sokakta biber gazı” yiyerek ölüyor, yaralanıyor, gözü çıkıyor, sakat kalıyor.
Gezi olaylarından itibaren giderek yoğunlaşan insanların acılarına, ölülerine sahip çıkma, ölümleri protesto etme etkinliklerine en acımasız şekilde şiddetle durdurma, yasaklama, polisiye tedbirler tüm Türkiye"de olduğu gibi maalesef Aydın"da da uygulanır olmuştur. 14.05.2014 tarihinde “Soma Faciasını” protesto etmek için, içinde Aydın Tabip Odası"nın da olduğu “Emek ve Demokrasi Platformu” üyelerine protesto yürüyüşü sırasında hiçbir taşkınlık söz konusu değil iken polis tarafından TOMA"larla biber gazı, basınçlı sularla şiddet uygulaması yapılmış, toplum adeta galeyana gelsin diye Aydın Kent meydanında kafelerde oturan insanlara bile basınçlı su sıkarak bir kaos ortamı yaratılmış, tutuklamalar gerçekleştirilmiştir. Aydın Tabip Odası olarak topluma ve bizlere uygulanan bu şiddet olayını kınıyor, yetkilileri sorumluluğa ve göreve davet ediyoruz. Bizler bu ülkede emeği ile geçinen, onuru ile yaşayan kendimize acımızı ve sevincimizi paylaşacak yaşayacak alanlar bulmak isteyen insanlar olarak şiddetten uzak barış içinde tüm kesimlerin birbirine sarıldığı Türkiye istiyoruz. Tüm yetkilileri de bu ortamı sağlama konusunda göreve ve aklıselim davranmaya davet ediyoruz.
Aydın Tabip Odası olarak tüm milletimize baş sağlığı ve sabırlar diliyor, bu ölüm ve gözyaşlarının son olmasını temenni ediyoruz“

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.