Aydın Tabip Odası olarak yaptıkları araştırmada Aydın’da kansere bağlı ölümlerin Türkiye ortalamasının çok üstünde arttığını tespit ettiklerini anımsatan Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Metin Aydın, “Bu kanser oranları özellikle Menderes nehrine yakın yerleşim yerlerinde daha fazla. Bunun büyük oranda sebebi ise Menderes nehrinin kirliği nedeni ile çevresine kanserojen etki oluşturmasıdır. Kanser vakalarının oluşmasında çevresel faktörler yüzde 85-90 etkilidir. Türkiye’de kanser oluşumunda çevrenin etkisi ise dünya ortalamalarına göre 700 kat daha fazla. Aydın’da su kirliliği birinci öncelikli çevre sorunudur. Diğerleri hava kirliliği, atıklar toprak kirliliğidir. Menderes nehrinde kirliliğe endüstriyel atık sular, evsel atık sular, jeotermal sular, zeytinyağı fabrikalarının bıraktığı karasu, belediyelerin atıksularını arıtmadan Menderes nehrine deşarj etmeleri, nehrin etrafında yer alan Beşparmak Dağları’ndaki maden ocaklarının sondaj sonrası çıkan radyoaktif atıklarını yeraltı ve yer üstü su kaynaklarına veya Menderes nehrine direkt deşarj etmeleri sebep olmaktadır. Aydın’da bulunan belediyelerin yüzde 70’inin arıtma tesisi yoktur. Belediyelerin Menderes’in kirlenmesine sebep olan faktörleri ortadan kaldırıp, denetimlerini yapıp gerekli tedbirleri alması gerekirken adeta Menderes’teki kirliliğin, sonuç olarak hastalıkların artışında rol almaları kabul edilebilir bir olay değildir” dedi.
“BEŞPARMAK DAĞLARI DÜNYA ZENGİNLİĞİDİR”
Beşparmak Dağları’nın coğrafi özellikleri, barındırdığı eşi benzeri bulunmayan doğal ve tarihi zenginlikleri, taşıdığı bitki ve hayvan örtüsü ile Aydın’ın oksijen kaynağı olması bakımından korunması gereken dünya zenginliği olduğuna işaret eden Dr. Aydın, “Beşparmak Dağlarının bu özellikleri nedeni ile Milli Park ilan edilmesi Aydın ve Ege bölgesi için yaşamsal önem taşımaktadır. Maalesef rant uğruna ülkemizin pek çok değeri gibi Beşparmak Dağları da madencilik işletmelerine açılmış, dünya mirası bu doğal yaşam alanının yok olması dışında, çevre ve yerleşik yaşam için tehlike oluşturmaya başlamıştır. Beşparmak Dağları’nda bulunan Söke’nin Kisir köyünde kanser oranları büyük oranda artmıştır. Bu köyde on kişiden bir tanesi kanser olup, her evden bir kişi mutlaka kanser nedeni ile toprağa verilmiştir. Bu köyde kanser oranlarının artmasının en önemli sebebi ise burada açılan maden ocakların vahşi madencilik faaliyetleri nedeni ile etrafa yoğun miktarda radyoaktif atıklar yaymasıdır” diye konuştu.
TABİPLERDEN BAŞKAN TOYRAN’A TEPKİ
Söke Belediye Başkanı Süleyman Toyran’ın Beşparmak Dağları ile ilgili açıklamalarını eleştiren Aydın, şöyle konuştu: “Tüm bu acı gerçekler ortada, suçlular ve sebepler, yapılması gerekenler belli iken Söke Belediye Başkanı Sayın Süleyman Toyran’ın Beşparmak Dağlarının milli park edilmesi için çaba gösteren EKODOST derneğinin önerisi adeta suçlayarak ‘Ben Beşparmak Dağlarının milli park olmasını kabul etmiyorum, bu konuda yapılan çalışmaları desteklemiyorum. Doğanbey süreci ortada. Bir tane çeşme açıp, bir tane baraka yapılamıyor. Çam ağaçlarında kozalak toplamak bile izne tabi olacak’ şeklinde bir beyanatını üzülerek öğrendik. Bizlerin halk sağlığı, doğayı ve doğal yaşamı, çevreyi, bitki ve hayvan yaşamını dışlayan bu tarz yöneticilik anlayışlarını kabul etmesi mümkün değildir. Bu düşünce ve yaklaşım tarzı ile Kaz Dağları’nda altın madenine işletme hakkı veren, Manisa Yırcalı’da binlerce zeytin ağacını bir gecede söken, Gezi Parkında ağaçları kesen, Dalyan İztuzu Plajını yerleşim alanına açan, Davutlar milli parkta delice zeytinlerin toplanmasını ve işletilmesini ihaleye açan anlayış ile arasında bir fark yoktur. Biz Aydın Tabip Odası olarak EKODOST derneğinin Beşparmak Dağlarının milli park yapılması konusundaki çalışmalarını takdirle karşılıyor ve kendilerini destekliyoruz. Ayrıca tüm Aydın haklını ve sivil toplum kuruluşlarını bu anlamlı çabaya destek vermeye davet ediyoruz. Yerel yöneticilere Aydın, Türkiye ve dünya mirası değerlerimize sahip çıkmaya, bu konuda çaba gösterenleri hedef göstermekten vazgeçmeye, asli görevleri olan insan sağlığı ve doğa zenginliklerimize yani yaşama dair ne varsa her şeye sahip çıkmaya, korumaya davet ediyoruz”