Aydın Müftülüğünden Yeni Yıl Hutbesi
Aydın Müftülüğünden Yeni Yıl Hutbesi
Gerçek Gazetesi
Aydın İl Müftülüğü tarafından 2011 yılının son Cuma"sında zamanın kıymeti ile ilgili hutbe verildi. Her geçen yılın ölüm gerçeğine bir yıl daha yaklaştığımız manasına geldiğinin belirtildiği hutbede Geçirilen 365 günün ardından bir muhasebe yapılması gerekirken, yeni bir yıla kavuşmanın sevinç ve heyecanıyla sırf ötekine özenerek ve öykünerek daha ilk geceden zamanı öldürmek ne kadar da düşündürücüdür ifadelerine yer verildi.
Aydın Müftülüğü tarafından verilen Cuma hutbesinde; Belki de hiçbir din, hiçbir kültür ve medeniyet, zamana son hak din İslâm kadar önem atfetmemiştir. Zaman, Yüce Rabbimizin insanoğluna verdiği nimetlerin en başında yer alır. Yeryüzündeki birçok nimetin alternatifi veya yitirilmişse telafisi mümkün iken, geçen hiçbir ânın geri getirilmesi asla mümkün değildir. Önemine binaen Kur"an-ı Kerim"de bazı sureler; Asr, Duha, Leyl, Fecr, Cuma, Felak gibi zaman ifadelerine yeminle başlar, isimlerini de bu ifadelerden alır. Yüce Rabbimiz öyle bir zamandan söz eder ki, o vakit insan henüz adı anılan bir varlık bile değildir. Yine Kur"an"da öyle bir saatten bahsedilir ki, kıyametin kopuşunun kastedildiği bu ânın ne zaman gerçekleşeceğini Allah"tan başka hiç kimse bilemez. İşte Cenâb-ı Hakk"ın bu iki zaman dilimi arasında insanoğluna verdiği kesintisiz nimetin adıdır zaman. Biz insanlar açısından ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem"le başlayan bu kesintisiz nimet, yüzlerce asırdır, binlerce neslin üzerinden akıp gitmiştir. Dinimizdeki sorumluluk anlayışına göre; Yüce Allah, kişiyi ancak verdiğinden ve ancak gücü nispetinde sorumlu tutar. Bu yüzdendir ki, her birimize ahirette sorulacak ilk soru, bir ayet-i kerimede de ifade edilen: Dünyada ne ile meşgul idiniz? Ne yaptınız? sorusu olacaktır denildi.
Hutbenin devamında İki nimet vardır ki, insanların çoğu onları değerlendirme hususunda aldanmıştır: Sağlık ve boş zaman. buyuran Sevgili Peygamberimizin ashabından birine söylediği şu hikmetli tavsiyesi ne kadar mânidardır: Beş şey gelmeden önce beş şeyin değerini iyi bil; ölümden önce hayatın, meşguliyetten önce boş zamanın, yokluktan önce varlığın, ihtiyarlıktan önce gençliğin ve hastalıktan önce sağlığın. Ne var ki Allah ve Resulü"nün zamana verdikleri bu kıymet ve öneme paralel bir duyarlılığı bugün pek çok Müslümanda görebilmek maalesef mümkün değildir. Bırakın zamanın kıymetini bilmeyi, böyle bir nimet karşısında bizdeki duyarsızlık hatta vurdumduymazlık içler acısıdır. Oysa Müslümanlar olarak bizlerin sağlam bir zaman tasavvuruna sahip olmamız, zaman bilincini geliştirmemiz, zamanın bize verilen en değerli nimet olduğunu bilmemiz gerekmektedir. Ne yazık ki dilimize ve kültürümüze de yerleşmiş olan zaman çok kötü! zaman öldürmek, zamanım yok! zamane çocuğu! zaman sana uymazsa sen zamana uy! şeklindeki söylenmeler, aslında zamana nasıl baktığımızın birer göstergesidir. Halbuki değeri bilindiği ve değerlendirildiği müddetçe zaman daima iyidir, mübarektir. Yaşadığı en küçük zamandan sorulacağı bilinciyle hareket edip zamanı değerlendirerek iyi ve aydınlık kılacak da, aksini yaparak onu kötü ve karanlık hâle getirecek de biziz
GERİDE KALAN 365
GÜNÜN MUHASEBESİ YAPILMALI
Zaman öldürmek yerine geçen zamanın muhasebesinin yapılması gerektiği belirtilen hutbede İster hicrî, ister milâdî olsun, Kur"an-ı Kerim"de de ifade edildiği gibi; Allah katında ayların sayısı on ikidir. Birkaç hafta evvel hicrî 1432 yılına girdik; inşallah Pazar günü de milâdî 2012 yılına gireceğiz. Aslında bu, süresinin ne kadar olduğunu bilemediğimiz ömrümüzden koca bir yılın eksildiği, başka bir ifade ile ölüm gerçeğine bir yıl daha yaklaştığımız anlamına gelmektedir. Tam bu noktada, geçirilen 365 günün ardından bir muhasebe yapılması gerekirken, yeni bir yıla kavuşmanın sevinç ve heyecanıyla sırf ötekine özenerek ve öykünerek daha ilk geceden zamanı öldürmek ne kadar da düşündürücüdür! ifadeleirne yer verildi.
(iha)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.