Gerçek Gazetesi
Aydın ili Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği"ne Bağlı Odalar ve Borsalar Güçbirliği toplantısı Kuşadası"nda gerçekleştirildi. Aydın Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Hakkı Dokuzlu, Aydın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fevzi Çondur, Aydın Sanayi Odası Meclis Başkanı Yalçın Pekgüzel, Kuşadası Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Akdoğan, Didim Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Döver, Nazilli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tacettin Pirinç, Söke Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Toyran ve Söke Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Bertan Balçık"ın konuşmacı olarak katıldığı toplantıda yetkili isimler Aydın"ın sorunları üzerinde görüşlerini bildirdiler.
Toplantının ilk konuşmasını yapan Aydın Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Hakkı Dokuzlu, Aydın ilinin çağdaş yenilikçi bir şehir olduğunu belirterek, GEKA Kalkınma Ajansı"nın sunulan proje sayısında birinci olduğunu, GEKA"ya proje sunan iller arasında da Aydın"ın birinci olduğunu söyledi. Dokuzlu, “Aydın, Denizli ve Muğla illeri o kadar ileri, o kadar çağdaş kentler ki GEKA"ya toplam 720 proje sundu. Aydın ili Denizli"nin ve Muğla"nın önüne geçti. Aydın ili 285 proje sundu Güney Ege Kalkınma Ajansı"na. Denizli 262, Muğla 173 proje sundu. Bizler fabrikaların temelini atmak için proje ürettik. Aydın"da bu potansiyel var. Aydın"ın potansiyelini ortaya koymada çok önemlidir. Birçok insan projenin nasıl hazırlandığını bilmiyor. Aydın ili 285 proje ile öne geçiyor. Kâr amacı gütmeyen projelerde Aydın yine birinci. Yani Aydınlılara için para ikinci planda. Önemli olan dostluk, çağdaşlık. Hiçbir zaman hiçbir yerde Aydın"lı olmanın küçüklüğünü yaşamayalım. 2 yıldır Aydın ilinin ikliminden, Aydın"da yaşamanın güzelliğinden söz ediyorum. Aydını güzelliklerinin anlatmaktan yerinmeyeceğim. Aydın"lı olmaktan ve Aydın"da yaşamaktan daima övüneceğim.”dedi.
Kuşadası"nda gerçekleştirilen toplantıda söz alan Söke Ticaret Odası Başkanı Süleyman Toyran, ekonomik verilere bakıldığında yukarı doğru ve olumlu bir seyir hali olduğunu belirterek, 2010 yılı krizinin yıprattığı ekonomide toparlanmaya geçiş yılı olurken, 2011 yılı ise mevcut kazanımların korunması yılı olacaktır dedi. Toyran, “Ekonomide her ne kadar iyiye gidiş gözlemlense de dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu yılda dahil olmak üzere önümüzdeki yıllarda özellikle işsizlik ve cari açık hem ekonominin hem de Türkiye"nin yumuşak karnı olacaktır” diyerek şöyle devam etti, “2011 Ocak ayı cari açığının 5 milyar 860 milyon dolar olarak gerçekleşmesi (ki bu açık geçen sene ocak ta 3 milyar 62 milyon dolar idi) yılsonu itibari ile yıllık cari açığın 60 milyar dolar olacağı gerçeğini ortaya koymaktadır. Cari açığın artmasındaki en önemli etken dış ticaret açığındaki artıştır. Türkiye özellikle enerjide dışa bağımlı bir ülkedir. Ve dünyada yaşanan son olaylar ve petrol ürünlerinin aşırı yükselmesi Türkiye"nin cari açığını olumsuz olarak etkileyecektir. Öyle ki petrolün varilindeki 10 dolarlık artış Türkiye"nin yıllık enerji faturasını ve cari açığını 4 milyar dolar kabartacaktır. Oysaki hem hidroelektrik santralleri hem de güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip olan ülkemizde bu konularda yapılacak olan yatırım hem enerjide dışa bağımlılığımızı azaltacak hem de cari açığımızın azalmasına neden olacaktır. Cari açığın bir başka nedeni de kredi büyümesidir. Cari açık kırılgan ve istikrarsız bir ekonomik yapıda ortaya çıkar. Aynı zamanda kendiside kırılganlık ve belirsizlik yaratır. Türkiye"de son yıllarda en göze batan noktalardan biriside tasarrufların çok azalmasıdır. Türkiye"de ortalama tasarruf oranı, hiçbir zaman bu zamanki kadar düşük olmamıştır. Birçok kişi yastık altı dediğimiz birikimlerini harcadıkları gibi büyük bir borç yükü altında ezilmektedirler. Oysaki ekonomik istikrarın sağlanabilmesi ve yeni yatırımların yapılabilmesi için tasarrufun önemini hepimiz biliyoruz.
Cari açığın azaltılmasıyla ilgili olarak en etkin çözüm öncelikle, özellikle tarımsal ve hayvansal üretimimizin ve ihracatımızın arttırılması ve de bu ürünlerin mümkün olduğunca ithal edilmemesidir. Her yıl yağlı tohumlar ve ürünleri için Türkiye"nin ödediği rakam 1 milyar doların üzerindedir. Ülkemizin yıllık tarımsal üretim açığının 5 milyar dolar olduğu ifade edilmektedir.
Türkiye"nin ikinci öncelikli konusu işsizliktir. Son ekonomik verilere göre % 11,4 olarak ifade edilen rakamda yüksek bir rakamdır. İşsizlikle mücadele hepimizin görevidir. Bunun azaltılabilmesi için en etkili yöntem istihdam yoğun sektörlerin teşvik edilmesi gerekmektedir. Turizm, tarım ve hayvancılığı bu sektörlerin içinde sayabiliriz.
Bildiğiniz gibi yaklaşık 2 ay sonra genel seçimler var, öncelikle tüm siyasi partilerimizin aday adaylarına başarılar diliyorum. Sonrası içinde inşallah seçilip mecliste bizleri temsil edecek vekillerimizin bölge sorunlarımıza en iyi şekilde sahip çıkıp çözümü konusu ellerinden gelen gayreti göstermelerini istiyoruz. Seçilen vekillerimizin seçim bölgesinin milletvekili olarak değil de Aydın İlinin vekili olmalarını arzu ediyoruz. Bunu açmamı isterseniz açarım. Pek dilim varmıyor ama Aydın"ın doğusu ve batısı olarak ayrılması ve yatırımların bile bu doğrultuda kayırılmasını doğru bulmuyoruz.
Bölgemiz ve Söke ile ilgili bir iki konuya da değinmek istiyoruz, Söke Ovası ilçemiz ve ülkemiz ekonomisi için büyük bir önem arz etmektedir. Ama ne yazık ki yıllardır uğraş verilmesine rağmen ne sulama ve sulama kanalları ile ilgili, nede ovanın elektrik altyapısı ve elektriğe kavuşturulması ile ilgili bir netice alabilmiş değiliz. Oysaki devlet tarafından yapılacak olan bu yatırımlar geriye dönüşü kat kat fazla olacak olan yatırımlardır. Seçilecek olan vekillerimizin bu konuda gayret göstermelerini arzu ediyoruz.
Toprak ve suyun kıt kaynak olduğunun bilincindeyiz. Bunların korunması ve dikkatli kullanılması gerektiğini çok iyi biliyoruz. Bu yönüyle baktığımızda verimli tarım arazilerinin korunması, gerek çarpık yapılaşma gerekse sanayi parselli olarak tahsis edilmemesi gerekir. Menderes havzası çevre kirliliği ise Menderesin uç noktasında olan ovamız için tehlike arz etmektedir. Bu konuda daha katı kurallarla bu kirliliğe son verilmelidir.
Sarıçay Barajı bölgemiz için önem arz etmektedir. Özellikle Söke, Kuşadası, Didimi Akbük, Davutlar, Güzelçamlı Belediyelerinin içme suyu ihtiyacının uzun yıllar buradan karşılamayacaktır. Mevcut Belediyelerin hepsi şuanda su ihtiyaçlarını yer altı kaynaklarından karşılamakta ve buda hem masraflı hem de sağlıklı olmamaktadır. Bu nedenle Sarıçay Barajının hayata geçirilmesi bölgemiz için önem arzetmektedir” (iha)