Gerçek Gazetesi / Nursel GÖÇER
Aydın Baro Başkanı Av. Gökhan Bozkurt, yazılı bir açıklama yaparak son günlerde ülkemizde meydana gelen terör olaylarını kınadı. 
Bozkurt açıklamasında, “Değerli kamuoyu; son zamanlara güzel yurdumuz ard arda yaşamakta olduğumuz terör saldırıları ile cehenneme dönmeye başlamış, halkımız ise meydana gelen ölümler ve neredeyse her gün verdiğimiz şehitlerle acılara boğulmuştur. Defalarca ifade ettiğimiz ve riayet edilmesini istediğimiz "Yurtta sulh, cihanda sulh" prensibinden uzak tutumlar nedeniyle komşu ülkelerdeki ateş ne yazık ki ülkemize de sıçramaya başlamıştır.
Her nedense bir anda düğmeye basılmış gibi bombalar patlamaya, insanlarımız öldürülmeye başlanmış olup, bu kaygı verici süreç şiddetini arttırarak devam etmektedir. Terör ve terörist arasında ayrım yapılamaz. Bir terör örgütü karşısında diğerinin desteklenmesi, hoş görülmesi, cinayetlerine sessiz kalınması asla kabul edilemez. Bu noktada herkesin samimi bir şekilde terörün her türlüsünü lanetlemesi milli birlik ve beraberliğimizin gösterilmesinde ilk adımdır. PKK, İŞİD ya da adı ne olursa olsun her biri eli kanlı terör örgütüdür. Bu ülkenin insanının, polisinin, askerinin canına kast eden kim olursa olsun bu halkın ve insanlığın düşmanıdır. Ne olduğunu, içeriğini bizlerin, halkımızın, siyasi parti lider ve yöneticilerinin, hatta milletin vekillerinin dahi bilmediği, teröristlerin halay görüntüleri ve davul zurna sesleri ile hatırladığımız, terör örgütünün mahkum lideri ile yapılan yasadışı görüşmelerle yadırgadığımız süreç yalan, ölümler ve verdiğimiz şehitler gerçeğimiz olmuştur. Anaların gözyaşları üzerinden yapılan ucuz, basit, sığ siyaset artık iflas etmiş, zira anaların gözyaşları zaten hiç dinmemiştir. Halktan gizlenen mutabakatlar ve görüşmelerle şımartılan terör örgütlerinin hain elleri huzurumuza tetik düşürmeye devam etmiştir.
Polislerimiz evlerinin, savcımız makam odasının içinde, binbaşımız ailesinin gözleri önünde şehit edilebilmekte, sokaklarımızda uluorta patlayan bombalarla insanlarımız ölmektedir. Haklı olarak devletimizin istihbarat birimlerinin tüm bu terör hazırlıkları esnasında ve saldırılar gerçekleştirilirken ne yaptıkları merak konusu haline gelmiştir. Sınırlarımızın içerisinde teröristlerin ellerinde silahlarla gezebilmesi, elini kolunu sallayarak can alması izahı mümkün olmayan bir rezalettir. İnsanlarımız başta can güvenlikleri, çocuklarının geleceği, huzur ve adalet olmak üzere her konuda son derece kaygılıdır. Halkımız çocuklarını sokağa çıkarmamaktan, kalabalık yerlerde bulunmamaktan bahseder olmuş ve birbirine bunu telkin eder hale gelmiştir. Devletin görevi yurtta güven ve huzuru sağlamak ve adaletin gerçekleşmesi için gerekli ortamı yaratmaktır.
Her gün vermeye başladığımız şehitlerimiz, milletimizin yüreğini dağlamakta, baba ocaklarına ateş üstüne ateş düşmektedir. Yaşanan hiçbir olay bu milletin birlik ve beraberliğini bozamayacak, Türk halkı cennet vatan üzerinde oynanan hiçbir oyuna gelmeyecektir. Halkımız her şeye rağmen sağduyulu kalmaya devam etmelidir. Millet görevini yapmıştır. Şimdi görev sırası milletin seçip Ankara'ya gönderdiği vekillerdedir. Zaman tatil zamanı değil, yüce meclisi çalıştırma, gerekirse gece gündüz çalışma zamanıdır. Bu yüzden milletvekillerinin yeri seçim bölgeleri ya da tatil beldeleri değil Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir.  Terörü bir kez daha lanetliyor, Milletimize başsağlığı, kaybettiğimiz yurttaşlarımıza, şehit verdiğimiz tüm asker ve polislerimize Allah'tan rahmet, başta anne ve babaları olmak üzere yakınlarına sabır diliyor, halkımızı sağduyuya, milletin vekillerini ve yetkilileri hukuk devleti ilkesini asla ihlal etmeden teröre, kan ve gözyaşlarına son vermek için göreve davet ediyoruz” dedi.