█GerçekGazetesi
Aydın Halk Sağlığı İl Müdürü Dr. Şenol Okur, dünyada 300 milyon insanı etkileyen Astım hastalığının yılda 250 bin kişinin ölümüne neden olduğunu belirtti.
7 Mayıs Dünya Astım Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Dr. Şenol Okur, bu yılın sloganının ”Rahat bir nefes, aktif bir yaşam” olarak belirlendiğini söyledi. Kronik bir solunum yolu hastalığı olan Astımın hava yollarının daralması ile kendini gösteren ve krizler halinde gelen bir hastalık olduğunu belirten Okur, “Toz, duman, koku gibi uyaranlar ile hemen öksürük, nefes darlığı, hırıltı ve göğüste baskı hissi gibi yakınmalar ortaya çıkar. Astımın tüm dünyada 300 milyon kadar insanı etkilediği tahmin edilmektedir. Ülkemizde ise yaklaşık her 12-13 erişkinden biri ve 7-8 çocuktan biri astım hastasıdır. Görülme sıklığı yaşam ve çevre koşullarının değişmesine bağlı olarak giderek artmaktadır. Tüm dünyada astımdan yıllık ölümlerin 250 bin kişi olduğu tahmin edilmektedir. Bazı risk faktörlerine sahip olunması, kişide astım görülme olasılığını arttırır. Kişisel Risk Faktörleri; genetik, atopi, bronş hiperreaktivitesi, obezite, cinsiyet, etnik kökendir.Çevresel Risk Faktörleri; alerjenler, meslek, sigara, hava kirliliği, solunum yolu infeksiyonları, irritanlar, ilaçlar, parazitik infeksiyonlar, sosyoekonomik durum, aile büyüklüğü, besinler, katkı maddeleri, psikolojik etkenlerdir. Korunma için risk faktörlerinin belirlenmesi ve maruziyetin önlenmesi önemlidir. Tüm hastaları etkileyen ortak faktörler olduğu gibi kişiye özgü faktörler de söz konusudur. Kışın genelde tüm astımlıların yakınmaları artarken baharda sadece polen alerjisi olanlar etkilenir. Ev içi hava kirliliğinin en önemli nedeni sigara olsa da ülkemizde temizleyici madde kullanımı ile etkilenimler çok fazladır.Allerjenler çevremizde yaygın olarak bulunan, genellikle zararsız olan ve herkesi etkilemeyen ancak duyarlı kişilerde sorunlara neden olabilen maddelerdir. Bunlardan önemli olanları: Polenler, ev tozu akarları, küfmantarı sporları, hamamböceği, hayvan tüyleri, süt, yumurta, fıstık, balık, buğday ve soya gibi bazı besinlerdir” dedi.
Dış ortamlarda ani nem ve ısı değişikliklerinin hatta rüzgar bile Astım belirtilerini başlatabileceğine işaret eden Okur, “Genellikle kışın ve yağışlı havalarda yakınmalar artar. Dış ortamda hava kirliliğinin yoğun olduğu günlerde gereksiz aktivitelerden kaçınılmalı, evin pencereleri kapalı tutulmalı ve mutlaka gerekmiyorsa dışarı çıkılmamalıdır. Astımlı bireylerde basit bir grip, nefes darlığına yol açabilmektedir. Astım tedavisinin amacı hastalığı kontrol altına almak ve sağlanan iyilik halinin devamını sağlamaktır. Dünyada ve ülkemizde bu hastalığın tedavisi ile ilgili gereken her türlü ilaç bulunmaktadır. Uygun ilaç tedavisi ve astım hastalarının eğitimi ile hastalık kontrol altına alınabilir ve astımlılar yasamlarına hastalık nedeni ile kısıtlanmadan devam edebilirler.Astımın tedavisinde iki ana grup ilaç vardır:Kontrol edici ilaç, hava yolundaki iltihabı düzeltir. Şikâyetlerin olmadığı dönemde de kullanılması gerekir. Rahatlatıcı ilaç, sadece atak döneminde kullanılır. Hava yolunu geçici olarak genişletir” diye konuştu.
Astımın kontrolünde hasta, ebeveyn, bakıcı ve hekim arasında işbirliği sağlanmasının önemine değinen Okur, tedavi programında hasta eğitimi, tetikleyici etkenlerin uzaklaştırılması, hastalığın ağırlığının ve kontrol durumunun belirlenmesi, uzun süreli tedavi için plan yapılması, atak için tedavi planı yapılması, hastanın düzenli takibinin gerekliliğini sözlerine ekledi.(iha)