E. TURGUT TEKİN

E. TURGUT TEKİN

AP DÖNEMİNDE GÜNEY EGE TURİZMİNE HİZMET EDENLER 3

* Önceki sayıdan devam

Yayla Köyü’ne çıkan, bugün de halen Caferli’ye gidenler ve mezarlığa gidenler tarafından kullanılan yol eski Kuşadası-Söke yolunda kalan en geniş parçalarından biridir. Şimdiki yolun kıymetini anlatabilmek için bu örnekleri verdim.

Sayın bakan ve beraberindekilerle Yayla Köyü’ne geldik. Burada Söke Kaymakamı, Savcısı, Jandarma Komutanı ile bazı daire amirleri bakanı karşıladılar ve Söke’ye doğru devam edildi. Belediye binasına gelindi. Bu arada Sayın Bakanın ve İsmet Sezgin’in geldiğini duyan partililerden, esnaflardan az bir grup bina önünde toplanmıştı. Karşılama ve tanışma merasiminden sonra makam odasına çıktık. Sayın bakan bana dönerek istediğiniz oldu geldik. Anlat bakalım isteğiniz nedir? Söke’nin ne problemi var? dedi.

O tarihte Söke’nin Kuşadası ile irtibatlı yolunun durumunu yukarıda anlattım. Bugün Söke-Kuşadası karayolunu kullananların o zamanki yol durumunu bilmeyenlerin gözlerinde daha iyi canlanabilmesi için Söke Granta yokuşu başındaki Ağrılılar Mahallesinin karşısındaki halı sahaya giden dar bir köprüyü herhalde görmeleri yeter. Bu köprü ile yol devam ediyordu. Genişliği aynıdır, ayrıca Söke’nin çıkışında Yenikent’e gelen geniş yol yoktu. Abalaki Mahallesi’nden geçen daracık yol ile devam ediliyordu. Her senede burada 3-4 çocuğumuz eziliyordu. Canı yanan aileler çok iyi bilirler bu yolun durumunu. Bugünkü çıkıştaki geniş yol çay yatağıydı.

Bunlara değindikten sonra gelelim Sayın Bakanın bana sorduğu derdiniz nedir sorusunun cevabına: Sayın Bakana kırmadığı, programını değiştirerek Söke’ye geldiği için söze teşekkür ederek başladım ve “Sayın Bakanım Söke’den Güllübahçe’ye yol var. Yani Priene Harabelerine gidecekler çok rahat gidebiliyor. Oradan geri dönüp Söke-Bodrum yolunu Menderes Köprüsünden Akyeniköy, Balat ve Milet’e gidebiliyorlar. Bu zaman kaybına ve eziyete son vermek için karayolları ve turizm bakanlığı müştereken Güllübahçe, Atburgazı, Balat, Akköy ova yolunun yapımını planlamadan geçirerek inşaata başladı. Yolun stabilize dolgusu yapılıyor. Bitince çok güzel ve isabetli bir ulaşım sağlanmış olacak. Gelen turistler rahat gezi imkanı bulacak. Ancak bu gezi için gelen turistler Kuşadası’ndan Söke’ye İtalyan işgali senelerinde at ve katır arabaları için ulaşımın sağlanması için yapılmış, virajlı ve daracık yoldan gelecekler. Zamanları dar ve pek çoğu gemi ile Kuşadası’na gelip günü birlik tarihi yerlerimizi gezip giden turist için bu durum hiç de tercih edilmiyor. Onun için sizden ricam Söke-Kuşadası karayolunun Turizm Bakanlığı isteği ve teklifi olarak onarım programına aldırtmanızdır. Ayrıca Söke-Kuşadası çıkış yolu gördüğünüz gibi mahalle içinden geçmektedir. Her sene kazalar oluyor, çocuklar ölüyor. Karayolları ile anlaştım. İmar planımızda yol Söke Çayı sol seddesinden çay içinde sedde duvarı ve dolgu yapılarak geçilerek işlenmiş. Sedde duvarının taşını imar planındaki Söke-Kuşadası yolunun başlangıcı gerçekleştirilmiş olacak dedim ve ekledim bunun için bir taş paramız yok. 80000 TL taş parasına ihtiyacımız var. Bu parayı verirseniz seviniriz” diyerek derdimizin ne olduğunu anlatmış oldum. Ayrıca yaz aylarında sivri ve karasinekle mücadele için Turizm Bakanlığı turistik bölgelere ilaç parası yardımı yapıyordu. Biz de Söke’yi hep turistik bölge olarak gördüğümüz için 50000 TL ilaç parası istedim.

Bakan Bey Mukadder Sezgin’e dönerek “Mukadder Bey Reis Bey’in isteklerini not edin, ayrıca bu konu önemlidir. Söke-Kuşadası karayolunun dikkate alınması önemlidir. Planlamaya teklif edelim. Turizm Bakanlığı olarak yaptığımız teklifler hep olumlu karşılanıyor” diyerek isteğimizin olacağı konusunda güven verdi bize.

Bir müddet daha oturduktan sonra Kuşadası’na dönüş için yola çıktık. Ada’ya gelince Ünal Suluoğlu’nun hazırladığı tekneyle hep birlikte Fransız Tatil Köyü’ne gidildi. Burada yol boyunca turizm bürolarının sorunları görüşüldü.

Turizm Müdürlüğü’nün Kervansaray’da verdiği akşam yemeğinden sonra sayın Bakandan ve İsmet Sezgin’den ayrılarak Söke’ye döndük. Tabii ertesi gün Bakan Bey’i  Yayla Köyü’nde karşıladık. Söke’ye tekrar uğradılar. Bir gün önceki konuşmalarımız teyit edildi. Hep birlikte Güllübahçe’ye gidildi. Turunçlar Mahallesi’nde Şelale Restoranı’nın karşısındaki bugün otopark olan alanın istimlaki için rahmetli başkan Yusuf Salbaş yardım istedi. Bu istekte not edildi. Oradan geriye dönülüp Söke-Milas yolu üstünden Didim Belediye Başkanı rahmetli Ramazan Kanat Apollon Mabedi’nin önündeki toprak alanların betonlaşması için yardım talep etti. Bu istek Bakan tarafından not ettirildi. Bafa’ya dönüldü ve burada sayın Bakan ve beraberindekiler resmi protokol ile Muğla’dan karşılamaya gelen zevata teslim edilerek Söke’ye dönüldü. Bu ziyaretten 15-20 gün sonra turizm bakanlığından bir yazı aldım. Bu yazıda sayın bakanın Ege gezisinden bahisle Söke’yi ziyaretinde istenilen 80000 TL taş parasının 50000 TL sinekle mücadele için ilaç parasının belediyemize gönderildiği, ayrıca Söke-Kuşadası yolunun devlet planlamaya yatırım programına alınmak üzere teklif edildiği, Güllübahçe Belediyesi’ne istimlak için, Didim Belediyesi’ne yol betonlama işi için gönderileceğini bildiriyordu. Sevindik ve beklemeye başladık. Ödemeler geldi. Mart ayında resmi gazetede yatırım programları ilan edildi. Heyecanla gazeteyi tetkik ettim ve Söke-Kuşadası yolunun yatırım programına alındığını gördüm. Çok sevindim. Yol güzergahı planlandı, istimlaklar gerçekleşti. 1974 yılında ihalesi yapıldı. Kıbrıs Harekatı sebebiyle ihaleler iptal edildi. 1975 yılında yeniden ihale edilerek Söke-Kuşadası yolu bugünkü duruma gelmiş oldu.

Önceki ve Sonraki Yazılar