█ Gerçek Gazetesi
Hamdi AKGÜL
Kuşadası Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği Üyeleri gizemli Antik kent Gerga'yı görebilmek için, baharı andıran bir günde Madran Dağı"na çıktılar.
Alabayır'dan başlayan yürüyüş bölgede bulunan devasa boyutlardaki gnays kayalar kullanılarak yapılan Gürlen Çayı üzerindeki Antik Dönem köprüsünden geçilerek başladı. Bu harika yapının üzerinden geçerken, tarihin üzerinde yürümenin hazzını duyan doğa dostları köprünün küçük bir bölümünün yıkıldığını görerek üzüldüler. Eğer bir iyileştirme yapılmazsa, zaman içinde bu tarihten bir eser kalmayacağı düşünceleri ile gürül gürül akan Gürlen Çayı"nın kenarından yemyeşil bir ormanın içine girerek, vadiye doğru inişe geçildi. Verilen molalarda dağdan gelen sulardan kana kana içildi.
EKODOSD Başkanı bahattin Sürücü'nün rehberliğinde devam edem yürüyüşte, eski yıllarda Çine Çayı"na akan, günümüzde artık Çine barajına dökülen Gürlen Çayı"nın üzerindeki köprüden geçildi. Dünyada sadece bu bölgede yetişen Cyclamen mirable"lerin en yoğun olduğu alanda dinlenme ve fotoğraf çekim molası verildi.
Bahattin Sürücü, Gürlen Çayı"nın bölgedeki ekosistem için çok önemli olduğunu, tertemiz bir şekilde aktığını, bu temiz suların kirli bir şekilde akan Büyük Menderes Nehri"ne karışarak hayat verdiğini anlattı. Gürlen Çayı"nı ve çam ormanlarını arkamızda bırakarak vadiden yukarı tırmanmaya başlayan EKODOSD üyeleri, parkur üzerindeki eski çoban evlerini inceleme fırsatı buldular.
Antik Dönem"den kalan bazı yapı kalıntılarını, terasları incelenerek, çok bakir olan bu alanlarda definecilerin cirit attığını, kazmadık yer bırakmadıklarını üzülerek tanık oldular ve uçan dairelere benzeyen devasa boyutlardaki gnays kayaları incelediler. Yöre insanlarının bu kayaları bozmadan kendi ihtiyaçları için yaptıkları yüksek kayaların üzerindeki ilginç yapıların bir zamanlar kullanıldığını, buraların yöre halkı tarafından kovanlık adı verilen arı evleri olduğunu anlatan Bahattin Sürücü, bu yapıların inşa edilmesinin nedeninin, bölge köylülerinin ballarını eski yıllarda yoğun olan ayılara kaptırmamak için yaptıklarını, günümüzde artık bölgede ayı kalmadığını, ancak köylüler tarafından kurt görüldüğünü söyledi.
Bölgedeki coğrafyanın son yıllarda değişimlere sahne olduğunu, günümüzdeki halini gösterip, eski yıllarının nasıl olduğunu anlatan Bahattin Sürücü, dağda önlerine çıkan yöre insanlarıyla değişen coğrafya hakkında konuştu. Çobanlar barajın yapılmasından çok memnun olduklarını, hayatlarında hiç Bodrum"a gitmediklerini, bu tatil kentini televizyondan gördüklerini belirterek. “Bizim için bu baraj çok iyi oldu, koyunları güderken çayırların üzerine yatarak barajı Bodrum"daki denizi seyreder gibi seyrediyoruz” dediler. Evleri sular altında kalan köylüler “Bizim su altında kalan yerlerimiz için para verdiler ama bizim doğduğumuz topraklar, hikayelerimizin geçtiği yerlerin hepsi sular altında kayboldu. Taş köprümüz İncekemer"den bir daha artık hiç geçemeyeceğiz. Bizler geçtik ama bizden sonra gelecekler bırakın geçmeyi belki de böyle bir köprüyü hiç bilemeyecekler” derlerken, aşağıdaki çiftçiler ise “Yazın yaptığımız tarımdaki en büyük ihtiyacımız sudur. Çine barajı yazın yapılan tarım için bir sigortadır” şekline görüşlerini açıkladılar.
Anadolu"daki en enteresan Antik yerleşimlerden biri olan Gerga"ya ulaşıldığında, incelemeler yapıldı. Çatısıyla birlikte harika bir mimari oluşturan bu yapının, George BEAN tarafından bir tapınak olarak söyleyen Bahattin Sürücü, Bu muhteşem yapının arkasındaki blokların birkaç yıl evvel yerinden çıkarılmak istendiğini, bu konuda acil iyileştirme yapılması için ilgili kurumlara bilgi verdiğini, aslında iyileştirilmesi çok basit olan bu uygulamanın hala yapılmadığını ifade ederek, "Daha kötü sonuçlara yol açılmadan bir an önce bu eserin iyileştirilmesi için tekrar müracaat edeceğiz. Bu eserler Antik Dönem"den bize kadar gelmiş, biz neden koruyamıyoruz? Gerga"daki birçok kayanın üzerine devasa boyutlarda yazılmış ilginç yazılar çok ilgimizi çekiyor.
En çok ilgiyi de, günümüzde artık sadece ayakları kalan büyük heykelin kalıntılarıdır. Bulunmuş olduğumuz bölümdeki parçalanmış taşların, zamanında olağanüstü olarak değerlendirilen anıtsal bir heykelin parçaları olduğunu biliyoruz. Bir zamanlar ayakta olan devasa heykelin parçalarını gördüğümüzde içimiz sızlıyor. Fransız araştırmacı G. Gousin 'kocaman ağzıyla ve birbirinden ayrık küçük gözleriyle kesinlikle anormal' olarak tanımladığı başı bulamadık. Antik yerleşimin alt bölümünde piramit şeklinde yükselen ve üzerinde Gerga yazan taş stelleri inceledik. Binlerce yıldır aynı şekilde durarak fizik kurallarını alt üst eden kayalarda incelemeler yaptık. Kayaların hem inanılmaz dengelerini hem de ilginç figürlerini hayranlıkla izledik" dedi.
Gerga"yı arkalarında bırakıp, Çine Barajının manzarasını seyrederek yürüyüşlerini sürdüren EKODOSD üyeleri,yürüyüşlerini tamamlayıp, Çine"nin meşhur köfte piyazını yediler. Doğa ve tarihin içiçe girdiği gizemli yolculuktan Kuşadası'na dönüldü.