ANAP göz kırptı, DYP kucak açtı
Son günlerde gündemin giderek sertleşmesi, siyasi parti tabanlardan gelen yoğun istekler etkisini göstermeye başladı.
AKP iktidarının durmadan oy kaybına uğraması açık açık gözlenmektedir. 17,18 Nisan günleri Ankara içinde yaptığım kısa gezi sırasında gerek bazı kendi hâlindeki vatandaşlarla, gerekse bindiğimiz taksilerin şoförleriyle konuştuğumuzda, durum daha net gözükmektedir. Evdeki haberi çocuktan alın derler ya, şehrin nabzını da taksi şoförleri ile tutarsanız doğru karar vermiş olursunuz. Çünkü şoförler şehirlerin yaramaz çocuklarıdır. Nerede ne var, hangi mahallede neler olmuş, kimler nerde neler yapar, onlardan sorulursa hemen cevabı alınır.
İşte ben de gerek taksi şoförleri ile yaptığım kısa gevezeliklerde, gerekse sıradan vatandaşlarımızla yaptğım kısa söyleyişlerde bu izlenimi edindim.
Sokaktaki vatandaş bu iktidardan bıkmış. Bunu açık açık konuşuyorlar artık. Vatandaş, birbirinden ayrılarak ayrı ev kuran siyasilerden şikayetçi artık. "Başımıza ne geldiyse ayrılıktan geldi" diyorlar.
Siyasilere verilen tabanın mesajları çok kuvvetli. Çok istekli. "BİRLEŞİN ARTIK diyor.
Bu mesaja cevap, ANAP ve DYP den gecikmedi.
Şimdi ANAP ve DYP kurmayları, tabanların bu isteklerinin doğru olduğuna kanaat getirebilmeleri için nabız yokluyorlar.
İki taraftan da görüştüğüm bürokratların ilk sorusu DYP, ANAP birleşmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Birleşmemiz iyi olur mu? Sorusu oluyor.
Belli ki iki tarafın kurmayları da iktidara susamış gibiler.
Gerek tabanın ısrarı, gerekse AKP den başlayan soğumalar sonucu arayış içinde olan vatandaşın çokluğu, ANAPın DYPye göz kırpmasına, DYPninde ANAPa kucak açmasına neden oldu. Bu sevindirici bir haberdi.
Bizler isteriz ki, sol siyasiler de tabanlarına biraz kulak versinler. Onlar da doğru adreslerinde birleşsinler.
Bu genel seçimlerin arefesinde birleşmeler oldu, oldu; olmadı, bir daha bu milletten medet umulmasın. Bu da böyle biline. Ben vatandaşın sesiyim. Onlar ne derse siyasilere duyurmak benim görevim. Eğrisini, doğrusunu bulmak siyasilerin işi.
Söz sahibi vatandaş, işin doğrusunu bizler vasıtası ile sizlere duyuruyor. Kulaklarınızı açıp gelen sesleri iyi dinleyin ve geç olmadan birleşin.
Bütün bu siyasi hareketliliğin arka plânında AKPnin yüzde 12'lik oy kaybı ile, 20-25 bandında olduğu kabul edilen gücü ve bunun karşısında alternatif bir oluşum aradığına inanılan geniş kitlenin varlığının gerçeği yatıyor. Kararsızların mevcudu gün geçtikçe artmaktadır. Vatandaş tam bir arayış içerisindedir.
Solda birleşme olursa, sol yüzdeliğin %25 lerde olduğunu, sağda birleşme olduğu taktirde yüzdeliğin %25 lerde olduğunu düşünürsek, kararsızların oyları birleşik bir sağ cenahı iktidara getireceği kaçınılmaz olacaktır.
MHP, 2002 yılında olduğu gibi yine kendine güvenle girecek seçimlere. Kendi ülküdaşı partilerle birleşmediği sürece, yine hüsranı oynayacağı da kaçınılmazdır.
Yükselişe geçtiği dile getirilen Genç Parti ise vatandaşın dediğine göre balondan ibarettir.
Son günlerde adından sık sık bahsettiren BBP de MHP ile birleşmediği müddetçe yerinde sayacağa benziyor.
Gündeme oturacak birleşme hareketlenmesinde geç bile kalınmıştır. Tandoğan meydanını her ne kadar siyasi ağırlıkları belli olan kesimler doldurmuşlarsa da, bütün siyasilerin buradan ders çıkarması lazımdır.
Dediğim gibi, birleşmeler hemen olmalı ve Tandoğan meydanında, dünya basınının ağzına sakız olarak verilen laik-dinci çatışması önlenmelidir.
İç çekişmeleri bir de, toplumun hassas konuları üzerine yoğunlaştırmamak gerekir.
Tandoğan mitinginden ders alınmalıdır. Siyasi çıkar peşinde koşmayan hiçbir siyasi lider, işbirliği taleplerine kayıtsız kalamaz. Tayyip Erdoğanın veya bir başka AKPlinin cumhurbaşkanı olduğu tarihten itibaren, siyaset treni hareketlenecektir.
İnşallah vagonların, uygun yerlerdeki lokomotiflerin peşine takılmış olduğunu görürüz.
Şimdilik arı kovanlarını kırat çekmeye hazırlanıyor. Sıra, altı okun güvercinleri avlamasında. Hadi hayırlısı.