Algün: “Bağ-Kur primleri ödenemez kayıt dışılık tavan yapar”
Algün: “Bağ-Kur primleri ödenemez kayıt dışılık tavan yapar”
Aydın Marangozlar Odası Başkanı Süleyman Algün, asgari ücret konusundaki olumsuzlukların giderilememesi halinde esnafın Bağ-Kur primlerini ödeyemeyeceğini ve kayıt dışılığın artacağını iddia etti.
Hükümetin iyi niyetle esnaf ve sanatkarlara katkı sağlamaya çalıştığını kaydeden Süleyman Algün, “Bu konuda Sayın Başbakanımız Davutoğlu’na güveniyoruz. Hükümetimizin kurulmasıyla vaat ettikleri Destek ve teşvikler hayata geçiyor ancak; beraberinde bazı sorunlarda yaşanıyor. Özellikle 30 bin liralık destek konusunda ve asgari ücretin artışıyla yaşanan bazı olumsuzluklar ortadan kaldırılmalıdır. Montajda çalışan usta ve elamanların Firmalarda istihdam edilmesi veya kendi adına vergilendirilmesinin sağlanması gerekmektedir. Kamu veya Başka işyerlerinde çalıştığı halde kendi adına iş yapanların önlenmesi için Belediye, Odalar, SGK ve Maliyenin etkin çalışma yapması sağlanmalıdır. Özellikle SGK ve Maliyenin sadece adresi belli ve kayıtlı işyerlerine denetlemekten önce kayıtsızlara, kayıtdışı çalışma alanlarına yönlenmesi gerekmektedir. SGK ve Bağ-Kur primlerinin yüksekliği nedeniyle işyerlerinde elaman çalıştırılamaz duruma gelmiştir. 2016 da uygulanacağı kamuoyunda tartışılan 1300 lira asgari ücret uygulamasıyla Bağ-Kur ve SGK primi 567 lira olacağı varsayılmaktadır. Zaten mevcut durumda elaman çalıştıramayan işyerleri yen yılda daha zorluk içine gireceği kaçınılmazdır. Buradaki önerimiz sanatkarlarımıza pozitif ayrımcılık yapılmasıdır. Örneğin ‘ İmalat işiyle uğraşan, ustalık gerektiren iş kollarında 1-3 işçi çalıştıran işyerlerinin SGK primlerinin en az yüzde 50’si devletimiz tarafından desteklenmelidir. Ayrıca Bağ-Kur’lular son 3 yılda SGK’dan emekli olabilmek için SGK’ya geçmek zorunda kalıyorlar buda bazı karmaşalara neden olmaktadır. Bağ-Kur ve SGK farkı tamamen ortadan kaldırılmalıdır. Kesim Atölyeleri ve Mobilya ham maddesi satışı yapanlar Vergi kaydı olmayanlara satış ve kesim işi yapmamalıdır. Örneğin; Kesim atölyesi Odalarla işbirliği yapabilir veya maliye kanalıyla düzenli bir denetim yapılabilir. Yine aynı şekilde Mobilyada kullanılan hammadde satışı yapanlara düzenli ve sürekli bir denetime tabi olabilirler. Bu konuda mutlak bir düzenleme gerekmektedir. Bu konuda elimizde kesin bir veri olmamakla birlikte gözlemlerimiz şöyledir; Emekli olanlar çalışmaya devam ediyor ve büyük bölümü sigortasızdır, başka işyerinde çalışıp mesai dışında başka alanlarda çalışanlar var, Kamuda çalışıp kendi adına iş yapalar var. Bunların kıyaslaması her işyerine karşı 5 kayıtdışı ve kaçak çalışana karşılık bulduğunu tahmin ediyoruz. Örneğin Aydında 200 civarında odamıza kayıtlı atölyeye karşı yaklaşık sektörde bin kişi kendi adına iş yapmaktadır. Bu da sonuç olarak işyerlerinin çökmesine neden olmaktadır. Çırak yok ve doğal olarak kalfa yok, ustalarda işi bırakmış montajcılık yapınca ortaya karmaşık bir durum ortaya çıkmıştır. Tekraren diyoruz ki öncelikle 1-3 işçi çalıştıran sanata dayalı meslek dallarında acilen en az yüzde 50 prim desteği sağlanmalı ve acilen Mesleki Eğitim merkezlerinde yurtlar açılmalıdır. Açılacak olan bu yurtlardan tamamen Çırak ve Kalfalarımız yararlanmalıdır ve isimleri AHİ YURDU olarak adlandırılmalıdır. Aydın Valiliğimiz ile Efeler İlçemizde arsası hazır olan alanda bunu acilen hayata geçirmemiz mümkündür. Çıraklık meselesinin Kaçak ve kayıt dışı ile bağlantısı yarınlarda daha ciddi noktalara gideceğini düşündüğümüz elaman açığının kapanması içindir” dedi.
DESTEKLER İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Çözüm önerileriyle ilgili olarak da açıklamalarda bulunan Algün, “KOSGEB, GEKAZ ve İŞKUR gibi kuruluşların hiçbir desteği Küçük sanatkarların faydalanabileceği şart ve koşulları içermemektedir. Orta ve Büyük boy işletmelere göre ayarlanan destek ve teşvikleri hazırlayanlar ya bizi bilmiyorlar? Ya da bizleri yok etmek istiyorlar. Orta ve Büyük boy işletmeler desteklendikçe bizi tamamen bitirdiğinizi bilmenizi isteriz. Orta ve Büyük boy işletmeler hiçbir zaman Usta yetiştirememiştir, yetiştiremeyecektir. Onlar paranın gücüyle bizim yetiştirdiğimiz elamanları bizlerden toplayarak bizlere karşı bir silah gibi kullanmaktadırlar. Bu Konuda 2001 yılında Aydın Marangozlar Odası olarak ortaya koyduğumuz ve bir türlü hayata geçiremediğimiz ‘ Ortak Kullanım Atölyesi ve Ortak Satış Mağazası’ projemizin arkasındayız. O gün ortaya koyduğumuz bu projeyi hayata geçirebilseydik, sektörümüz, şehrimiz ve devletimiz çok kazançlı olurdu. Ama şu an sanatkarlar perişan durumdadır.
Sicili bozuk sanatkar sayımız yüzde 70 civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Özellikle devlete olan borçları nedeniyle çıkmaza girmiş esnaf ve sanatkarlarımız bir türlü bu sorunda kurtulamamıştır. 3. Kez çıkarılan ‘Borçların yapılandırılması’ kanunları çıkmadan önce her defasında aynı şeyleri talep etmemize rağmen maalesef son yapılandırma da sorunları çözmemiş ve birçok esnaf ve sanatkar ödeme yapamamaktadır. Devlete olan borçları veya kullandığı kredilerden dolayı yaşanan sorunlar nedeniyle Sicili bozulan Esnaf ve Sanatkarların sicillerinin temizlenmesi en azından çoğunluğun sicil temiz hale getirilmelidir. Hükümetimizin vaat ettiği 30 bin liralık desteği herkes soruyor ama şu ana kadar anladığımız odur ki destek alabilen sanatkar sayımız yüzde 10’larda kalacaktır. Esnaf Kefaletten veya Kosgeb’den destek almamış şartı doğru değildir. Esnaf Kefalet kredisi kullanan bir esnaf ve sanatkar bu destekten faydalanamaz iken devam eden kredisine ek maliyetlerin getirilmesi aslında bir nevi cezalandırma olacaktır. Bu destek değişiklik olmaz ise amacına ulaşmayacaktır. Zaten biz oda olarak ‘ ihtiyacı olmayan veya karşılığı bulunmayan’ kredilerin kullanılmamasını tavsiye ediyoruz. İş yeri para kazanmıyorsa sıfır faizli kredi kaybettirir görüşündeyiz. Esnaf ve Sanatkâr Devlete olan borçlarını neden ödemez? Bu konuda ciddi bir yanılgı var. Enflasyonlu yıllar dediğimiz 1990 lı yıllarda evet ödemeyip avantaj sağlayanlar vardı. Ancak Ak Parti hükümetlerinde uygulanan politikalarda enflasyon düşüktür ve borçları ödememek kazanç değil kayıptır. İşte burada yanılgı şudur; Esnaf ve Sanatkârın ‘Ödemediği’ değil ‘Ödeyemediği’ borçları vardır. Ödeyemediği borçlar katlanmaya deva ederken parası olsa neden ödemesin ki? Sanatkârlarımız zeki insanlardır. Artık geldiğimiz noktada önceliği geçimini sağlamaya verdiği içim ödeyemediği borçları için ‘canımı mı alacak’ noktasına gelmiştir. Belge, belge diye diye Alfabemizde harf kalmadı? Esnaf ve Sanatkârlarımız tek başına işyerinde fabrika gibi çalışmaya çalışırken birde ek K1, işyeri ve iş güvenliği vs birçok yük getirilmiştir. Bu konuda da devletimizin ilgili kurumları Küçük Esnaf ve Sanatkârı Holding muamelesi yapmaktadır. Özellikle bazı konularda odalar yetkilendirilerek işyeri sahibine yük olan konuları ortadan kaldırmak durumundayız. Sanatkâr karnını doyurmaya çalışırken ondan istenen bazı belge ve işlemler ona hakaret gibi gelmektedir” diye konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.