ADD Eşgüdüm Toplantısı Sökede yapıldı
ADD Eşgüdüm Toplantısı Sökede yapıldı
Zeki KEMİKLİOĞLU
Gerçek Gazetesi
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Şubelerinin iki ayda bir geleneksel hale getirdiği eş güdüm toplantısı Söke ADD Şubesi"nin ev sahipliğinde yapıldı.
Harikalar Dünyası Parkı Gemi Resturantta yapılan toplantıya Aydın, Didim, Karacasu, Germencik, Güzelçamlı, Davutlar, Kuşadası, Ortaklar, Kuyucak şube yöneticileri katıldı.
Aydın ADD Başkanı Günver Güneş başkanlığındaki eş güdüm toplantısında şubelerinin sorunları da dile getirilirken, ADD bünyesinde sosyal ve kültürel çalışmaları hız kazandıracak kolların kurulması gündeme getirildi. Aydın ADD Şube öncülüğünde il genelini kapsayacak olan yeni kol oluşumunda Kadın Kolları, Gençlik Kolları, Eğitim ve Kültür Kolları, Çiftçi, Esnaf, Meslek Grupları, Köy Kolları"nın oluşturulması kararlaştırıldı.
Eş güdüm toplantısı sonunda açıklanan sonuç bildirisinde;
Ulusumuz ve ülkemiz hızla bir karanlığa doğru sürüklenmekte, ülkeyi yönettiğini sananların söylemlerinin aksine belirsiz aslında dış güçlerce belirlenmiş bir geleceğe doğru götürülmektedir.
Uluslararası alanda yapılan, kimisi halktan gizlenen, kimisi yanlış siyasal ve ekonomik bağdaşmalar sonuçlarını verdikçe durumun ne kadar içinden çıkılamaz olduğu da anlaşılmaktadır.
Ülke ve ulus, üretimden hızla uzaklaştırılmış, Cumhuriyet"in yarattığı üretici kurumlar kapatılmış, tarım ve hayvancılık kasıtlı olarak yok edilmiş, zar zor üretimi sürdürmek için çalışan kesim yanlış politikalarla dışa bağımlı hale getirilmiştir.
İç ve dış borçlanma, Osmanlı Devleti"nin son dönemindeki gibi çok yüksek ve döndürülemez bir seviyeye çıkmış, ulusal mali politikalar çağdaş Düyun-u Umumiye demek olan IMF ve AB güdümüne teslim edilmiştir.
Alınan dış borçlar yanlış kullanımlarla yatırıma dönüşmemiş, yandaşlara peşkeş çekilerek "islami bir burjuvazi" yaratılmış, yaratılan bu İslami burjuvazinin beceriksizliği, görmemişliği ve ulusal değerlere saygısızlığı ile ülkemiz dış borçlara daha da bağımlı hale getirilmiştir.
Uzun yıllar süren sinsi çalışmalar ve Türkiye"yi yönetenlerin aymazlığı, gafleti, hainliği ve işbirlikçiliği sonucu iktidarı ele geçirenler, Cumhuriyet"in adeta sonunu açıklar gibi " 2023"de Türkiye"nin bambaşka bir ülke olacağını, bütün hesaplarını 2023 üzerine yaptıklarını 2023 Cumhuriyet"imizin kuruluşunun 100. yılıdır -, bu nedenle dört yıllık programlarla değil 12 yıllık programlarla halkın karşısına çıkacaklarını" söylemektedirler.
Kendilerini Cumhuriyet"i korumak ve kollamakla görevli sayanlar bile, gericiliğin ve işbirlikçiliğin en kuvvetli olduğu bir dönemde "Türkiye"ye yeni bir Anayasa gerektiğini" söyleyerek, gündemi saptırabilmektedirler.
Dışa bağlı sermayenin neyin temsilcisi olduğunun ve olabileceğinin resmini hazırladıkları Anayasa taslağında görmek mümkündür. Var olan Anayasa"daki 12 Eylül artıklarını temizlemek yerine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasalarında başından beri var olan ve bu topraklara TÜRKİYE, bu ulusa TÜRK ULUSU, devletine de TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ denmesini sağlayan maddelerin kaldırılmasını önerirken, ülke gerçeklerini, ulusal ve evrensel gerçekleri hiç de umursamadıklarını itiraf etmektedirler.
İleri demokrasi adıyla topluma sunulan projelerin emperyalist destekleri her gün yeni bir görünüşle ortaya çıkmakta, emperyalizme ve gericiliğe karşı çıkanlar uydurma kanıtlar ve imzasız ihbarlarla tutuklanmakta, emperyalizmin önünde engel olarak görülen ulus ve ülke sevgisi, özgürlük ve bağımsızlık tutkusu korkunç baskılarla karşı karşıya bırakılmaktadır. Büyük önderimiz tarafından Cumhuriyet"i, ulus birliğini ve ülke bütünlüğünü savunmakla görevlendirilen kurumlar bile bu baskılar karşısında geri adım atmak zorunda bırakılmakta, ulusun en güvendiği kurum olan Türk Silahlı Kuvvetleri"nin törenlerinde Büyük Önderimizin "Gençliğe Söylev"inin günümüze gönderme yaptığı en önemli bölümleri okun(a)mamaktadır.
Bölücü örgüt, emperyalistler ve yerli işbirlikçilerinden aldığı cesaretle, 2012 yılını bölünmenin tamamlanacağı yıl ilan etmekte, fiilen yarattığı parçalanmayı iktidar aracılığıyla ulusa kabul ettirmek için düzenlediği eylemlerde İKTİDARIN EMNİYET GÜÇLERİni tokatlayabilmektedir.
Ülkedeki iktidar sahipleri, içeride emperyalizme esip gürleyerek popülarite yaratmaya çalışmakta, emperyalistlerin çıkışması karşısında ise sinerek, silikleşerek kendileriyle ters düşmekte, birkaç gün önce söylediklerini birkaç sonra yalamak zorunda kalarak ulusumuzun onurunu ve şerefini yok etmektedirler.
Ülkemiz üzerindeki karanlıklar giderek koyulaşıp halk gittikçe yoksullaşırken, gençlerimiz işsizlikle boğuşurken, üniversite mezunlarımız asgari ücretin bile altında bir ücretle iş bulamazken, insanlarımız ücretsiz (!) un, makarna, kömür, buzdolabı
ile sadakayla yaşamaya, sadaka kültürünü kabul etmeye zorlanırken, özgürlüklere zorla el konulurken yaratılan korku ortamında Türkiye bir seçime götürülmektedir. Ve bu seçimlerin Türkiye için "kader seçimi" olacağı herkes tarafından dile getirilmektedir.
ADD olarak, bizler de bu seçimi çok önemli görmekteyiz. Türk ulusu emperyalizmin işbirlikçilerinden, batakçı, mirasyedi, yok edici zihniyetin iktidarından bir an önce kurtulmalıdır. Bunun yolu, icazetini emperyalizmden alan politikacılar değil, bu ülkenin "gerçek efendisi" olan "emekçi ve üret,c," kesimin Atatürk İlke ve Devrimlerinin değerini kavraması, onlara sahip çıkması ve içinde bulunduğu durumun gerçek nedenlerinin bilincine varması olacaktır. ADD bu bilinci yaratmak ve yaygınlaştırmak için her türlü çalışmayı yapmaya hazırdır, yapmaktadır ve yapacaktır
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.