1946’dan 22 Temmuz’a

Ülkemizde bir referandum havasınd geçen 22 Temmuz seçimleri demokrasi ve siyaset kurumunun meşrutiletinin kabülüyle sonuçlanmıştır.

Seçmen, siyasi hayata ve ülkenin geneline yapılmış hukuk dışı, demokrasi dışı müdehaleleri reddetmiş, iradesine, geleceğine, huzuruna, refahına ve özgürlüklerine yönelik tasallut ve tehditlere karşı tepkisini göstermiştir. Sertlikten, gerginlikten prim umanlara ve rejimin tehlikede olduğuna dair korku senaryolarına itibar etmemiştir.

Kavgadan, krizden, terörden medet umanlara değil, huzur ve istikrar için gecesini gündüze katıp çalışanlara oy vermiştir. Millet değişim dalgasını temsil eden AK Parti’yi - yani daha güçlü ekonomi ve daha çok demokrasiyi seçmiştir. 

Artık AK Parti milletimizin barış, refah, huzur içinde geleceğine korkusuz bakan Türkiye hayalidir.

Seçmenin tüm ülke sathında AK Parti’ye verdiği destek, devasa bir demokratik ittifaka dönüşmüştür. Ak Parti 69 ilde birinci partidir. Aldığımız oyların oranı 38 ilimizde yüzde ellinin ve 10 ilimizde yüzde altmışın üzerindedir. Bu bize neyi gösteriyor. AK Parti Türkiye siyasetinin merkezine yerleşmiştir. Artık merkez partisi olduğu için kendine oy vermeyen seçmenlerimizin de hassasiyetlerini çok önemsemek durumundadır.

Artık ülkemiz seçmeni takım tutar gibi parti tutmamaktadır. İdeolojik körlüğe düşmeden büyük bir demokratik olgunlukla dünkü icraatlarınıza ve gelecekte yapabileceklerinize  göre oy kullanmaktadır. Aydın da geçen seçimlerde % 18.3 olan oy oranımız bugün % 28.5. Böyle yükselmiştir. Bu bağlamda ilimizde baraj altı kalma ihtimali yüksek veya seçime katılmayan partilerin seçmeninin - ülkede tedricen artan hassasiyetlerle belli bir partiye yönelmesini de bu anlamda saygıyla karşılamak gerekir diye düşünüyorum.